On yedinci Verem Savaş Haftası münasebetiyle, bu derneğin kurucusu ve bugünkü mütekamil hale gelmesinde en büyük amil olan hocaların hocası büyük insan Profesör Dr. Tevfik Sağlam Paşa’dan bahsetmek istiyorum. 11 Temmuz 1963'de vefat eden bu büyük adamın ölümü basınımızda layık olduğu yankıyı yapmadı. Çünkü o, kendisine verilmek istenen, hak ettiği altın madalyayı reddedecek kadar mütevazi ve feragatkâr, yanılabileceğin! çekinmeden talebelerine itiraf edecek kadar fazilet sahibiydi. Kendisinin ve sayın eşinin hatırı sayılır bir yekûn tutan mirasım Verem Savaş Derneği'ne bağışlayacak kadar hayırsever ve vatan severdi.
Tevfik Sağlam 27 Mayıs 1882’de İstanbul’da doğdu. Annesinin ismi Nevber Hanım, babası Sâlim beydir. Yedi yaşında Sultanahmet’teki Üçler İlkokulu'nda tahsiline başladı. İlk tahsilinin ikinci kısmını Nakilbent İlkokulu'nda tamamladıktan sonra Soğukçeşme Askerî Rüştiyesine girdi. Çengelköy Tıbbiye İdadisi ve Demirkapı’daki Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane'de geçen öğrenim yıllarından sonra yüzbaşı rütbesiyle askerî hekim olarak mezun oldu.
Süleyman Numan Paşa'nın yanına asistan olarak verildi. Kısa zamanda baş asistan ve 1906’da da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane İç Hastalıkları Polikliniği muavin muallimliğini kazandı. 1909'da Haydar Paşa Tıp Fakültesi 111. İç Hastalıkları Kliniği laboratuvar şefi oldu. 1912’de Balkan Harbi patlak verince tıbbiyedeki derslerini bırakıp cepheye koştu. 1913’de Yassıviran'da tifüse yakalandığı için tekrar İstanbul’a döndü. 1915'de 111. Ordu Sıhhiye Reisi olarak harp sonuna kadar bu cephede kaldı. 1917’de miralaylığa terfi etti. Haziran 1918’de şark orduları gurubu Sıhhiye Müfettişliğine atandı. Bu arada birçok kongrelere ve sulh müzakerelerine iştirak etti. Cephenin en sıkışık zamanlarında bile kurslar ve konferanslar tertip ederek iş birliği ettiği meslektaşlarının mesleki bilgilerden uzaklaşmamalarını temin etti. Bu esnada 3. orduda Sıhhi Hizmet adlı bir de eser yazıp bastırdı. 1921’de Ankara’da Milli Müdafaa Sıhhiye Başkanlığına çağrıldı ve İnebolu yoluyla bu görevine gitti. Anadolu’da muhtelif görevler yaptıktan sonra 1924’te tekrar Tıp Fakültesi hocalığına döndü. 1926’da Tıp Fakültesi İç Hastalıkları müderrisliğine seçildi. 1933’de Üniversite 11. İç Hastalıkları Kliniği Ord. Profesörü ve Tıp Fakültesi Dekanı oldu. Bir yıl sonra kürsünün lağvı ile fakülteden ayrıldı. Haydarpaşa Numune Hastanesi Dahiliye şefi iken 1936'da 111. İç Hastalıkları Kliniği şefliğine getirildi. Burada sıfırdan başlayarak modern bir İç Hastalıkları Kliniği meydana getirdi. Üniversitede başarı ile çalışırken sosyal hizmetlerden de geri kalmıyordu. 1926 yılında kurulmasında amil olduğu Verem Savaş Derneği'nin tam 20 yıl başkanlığını yaptı. Sanatoryumlar ve bir Verem Savaş Dispanserleri açılmasını sağladı. Daha sonra Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği Başkanlığına getirildi, ölümüne kadar da bu görevde kaldı.
1952'de yaş haddi ile üniversiteden emekliye ayrılınca bir kenara çekilip istirahat edeceğine kendini büsbütün sosyal hizmetlere verdi. Çalışmalarının sıklet merkezini Verem Savaşı teşkil ediyordu. Bu mevzuda uluslararası konferanslara iştirak ediyor, yurt içinde olgunlaşma merkezini kurarak elemanlar yetiştiriyordu. 1949'da UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı, 1955’de yurdumuzda ilk defa kurulan Türkiye Milli Halk Sağlığı Komitesi Başkanlığına seçildi. Daha birçok sosyal vazifelerle beraber 11 Temmuz 1963 tarihine kadar bu görevleri aşkla şevkle ve başarı ile yürüten bu büyük adam, bu tarihte yeri doldurulmaz bir boşluk ve kendisini tanıyanlar ve mesai arkadaşları arasında derin bir acı bırakarak ebedi yere intikal etti.
Ana-Babalara Öğütler
Çocuğun dünyaya geleceği yerde başka bir veremli varsa yine doğurmayı geciktirmelidir.
Bütün bunlara rağmen çocuk olursa, doğumu müteakip çocuğu sağlam bir muhite uzaklaştırmalı. Hastayı çevreden ayırmalı ve çocuğa (B. C. G.) verem aşışı yaptırmalıdır.
Veremli ana çocuk emzirmemeli.
Ana-baba da olsa çocukları öpmemeli, kimselere öptürmemelidir.
Kulağa küpe olsun!
* Verem, irsî bir hastalık değildir.
* Çocuk ancak doğduktan sonra etraftakilerden verem kapar.
* Veremli ana-baba iyileşinceye kadar çocuk yapmamalı.
Verem Savaş Derneği