Tıp Dergisi'nden
Gaziantep’in bundan yüz sene evvelki sağlık durum ve tesisatı hakkında bilip duyduklarımı arz edeyim:
Yüz yıl evvel, yani dedelerimiz zamanında Antep’te fennî tıp namına hiç bir eser ve tesis yoktu. Yeşil hekim ve Çerkezoğlu adında bir iki ampirik hekim taslağı bellerinde sarılı kuşak aralarına koydukları tozlar ve otlarla müracaat eden hastaları tedavi ederlerdi. Çerkezoğlu hassaten cerrahlıkla meşgulmüş. Birçok hastalar tedavi namına hocaya yazdırmak kurşun dökmek, el yüz çaldırmak, yağlı suya girmek, çıra çevirmek, sıtma için kola iplik bağlamak gibi koca karı tedavileri ile vakit geçirirler idi. (Mamafih bu çeşit tedaviler halen tarihe karışmış değildir. Bazı cahil halk arasında revaçtadır.) Birçok hastalıklar teşhis edilmez; idrarı tutuldu, karnı ağrıdı, nefesi daraldı tabirleri ile hapandicıte, lieus ve kalp hastalıklarından telef olup giderlerdi. Yazları çocuklarda salgın şeklinde görülen göz iltihabı conjokvitler otacı denilen ampirik gözcüler tarafından türlü ve terkibi karışık tozlarla tedavi edilir ve trahom müthiş tahribat yapardı.
Din propagandası için Azariah Smitr isminde bir Amerikalı misyoner 1847’de Antep’e gelir. Bir müddet sonra Amerika’ya dönüp evlendikten sonra ailesi ile birlikte tekrar Antep’e gelir. 1853'de burada tifodan vefat eder. Smitr’in arkadaşları para toplayarak onun hatırasına Amerikan Hastanesi'ni yaparlar. 1880’de hastane faaliyete geçer ve şehirde ilk defa bir sıhhi tesis yapılmış olur. Ve fennî doktorluk burada başlar. Hastane 15-20 yataklı imiş. Birçok inkılap geçirdi, zamanla ilaveler yapıldı. Benim bildiğim zamanda hastanede Büyük Şepart ve bir iki Ermeni doktor vardı. Her türlü hastalık tedavi edilirdi. Büyük Şepart hassaten cerrah idi. Dini bir his ve misyoner zihniyeti ile feragatle çalışır ve şehrimize hizmet ederdi. Birinci Dünya Harbi'nde Ermeni tehcirinden çok müteessir oldu. Ve Antep’te tifüsten vefat etti.
Hastane ile beraber Amerikalılar kız ve erkek kolejini yaparken bir de Tıbbiye Mektebi tesis etmişler fakat bu çok devam etmemiş sonra Beyrut’a nakledilmiş. Birinci Dünya Harbi mütarekesinde, yani 1918 Amerikan Hastanesi faaliyette değildi. Bu sene sonlarında Küçük Şepart geldi. Ve hastane tekrar faaliyete geçti. Gaziantep’in İngiliz ve Fransızlar tarafından işgalinde Amerikan Hastanesi'ni de işgal ettiler. Gaziantep-Fransız Harbi'nde Fransızlar yaralılarını Doktor Şepart’la beraber bu hastanede tedavi ettiler. Lozan Muhadesi'ne kadar Şepart hastanede çalıştı. Lozan Muhadesi ecnebi doktorların Türkiye’de çalışmasını men edince doktor Şepart Antep’ten ayrıldı. O zaman hastanenin cerrahisini yapmak için bana müracaat ettiler. Dört sene kadar hastanenin cerrahisini yaptım. 1927'de Doktor Dewey hastaneye 1935'de Doktor Abdülkadir Göksel müdürü mesul oldu. Doktor devreyle beraber dahiliye servisini idareye başladı. Doktor Dewey hastanenin gelişmesine çok yardım etti. Benden sonra hastanenin cerrahisine Doktor Daat, Doktor Klark, Rauf Yetkin ve ondan sonra Doktor Cemil Özbal yaptı ve yapıyor.
Amerikan Hastanesi'nin ilk faaliyet devrelerinde yani 1880’den sonra şehirde Deli Hekim, Artin Hekim, Toros Hekim ve Şitil’in oğlu ve buna benzer birkaç̧ ampirik hekim hem doktorluk hem eczacılık ederlerdi. Yani tedavi ettikleri hastaları ilaçlarını kendiler verirlerdi. (Hekimlik bir havan bin yalandan ibaret) sözü onlardan kalmadır. Şitil'in oğlu için bir hikâye anlatırlar:
Bir hasta muayene olup ilaç almak için Şitil’in oğlunun dükkanına gider. Kendisini bulamaz ayrılır, yolda Şitil’in oğluna rastlar. Hekim: "Sana muayene olup ilaç almaya gelmiştim, seni bulamadım dönüyorum." der. Şitil’in oğlu niye ilaçlarlardan alıp içmedin? sözüne karşı hasta "Ben hangi ilacı alacağımı ne bileyim? deyince Şitil’in oğlu hepsi şifa gülüm, hangisini içsen olurdu der! Bu tarihlerden biraz sonra Antep’e Beyrut Tıbbiyesi'nden mezun 7-8 Ermeni doktor gelip icrayı sanata başladılar.
Şehrimizde Milli bir sağlık müessesesinin olmayışı Antep halkını müteessir etmiş olmalı ki 1897 senesinde binbaşı Süleyman Bey isminde hamiyetli bir zatın teşvik ve teşebbüsü ile şimdiki bahçeli evlerin bulunduğu tepede bir hastane yapıldı. Mavi Hastahane, bu hastanenin tıbbî kısmı Ermeni doktorlar tarafından idare edildiği gibi cerrahisininde Doktor Habib isminde bir Ermeni doktor yapardı. Bundan sonra tepenin Şimal sathı mailinde bir Nisaiye Hastanesi yapıldı. Sarı Hastahane bu da yine Ermeni doktorların tıbbî idaresine bırakıldı. 1912 senesinde bu Sarı Hastane , Ticaret İdadisi oldu. Birinci Dünya Harbi'nde bu iki hastaneyi askerler işgal etmiş. 1918'de benim Antep’e geldiğim zaman bu hastaneler boş binadan ibaretti. Belediye tarafından bu hastanenin tekrar faaliyete geçmesi istenildi ve cerrahi tıbbî idaresini bana teklif ettiler. Biz de işe başlamak üzere iken Antep İngiliz ve sonra da Fransızlar tarafından işgal edildi, bu teşebbüs de akim kaldı.
(Devamı var)