İhtiyarlar fikirlerine son derece bağlıdırlar. Bu sebeptir ki Fiji adalarının sakinleri tekamülün seyrini kolaylaştırmak için ana ve babalarını ihtiyarladıkları zaman öldürürler; bizler ise akademiler kurmakla uğraşırken onu geciktiririz.
-İhtirasların rahata düşman olduğunu kabul ediyorum. Fakat onlar olmasaydı bu dünyada ne endüstri ne de sanat olurdu.
-İhtirasları kötülememek lazımdır. Bu dünyada büyük olan her şey onun sayesinde yapılıyor.
-Muhteris insanlar tedbirsizdirler.
-Para itibar kazanarak yegâne asaletimiz oldu ve biz bu en zalim, en küstak ve hepsinden daha nüfuzlu asaleti diğerlerine tercih ettik.
-Eşyaya güzellik veren aşktır.
-Eğer seviyor ve seviliyorsanız, aşka menfaatlerinizi karıştırmaksızın ne yapmak icap ediyorsa yapınız.
-Hasbî sevgiler zararsızdır. Fakat şehevî aşk, sadece sevgi ile değil; kin, gazap ve menfaatla örülmüştür. Bununla beraber hiç bir hakikî aşk yoktur ki içinde biraz olsun şehvet bulunmasın.
-İnsan imkansızlık karşısında sevmemeye katlanmalıdır.
-Aşık bir kadın cehennemden korkmaz; cenneti ise hiç arzulamaz.
-Aşkta erkekler şekil, renk, ve imaj; kadınlar ise heyecan ararlar. Kör oldukları için de bizden daha çok severler. Fakat aklınıza Pysche’nin aynası ve zeytinyağ damlası geldiyse hemen söyleyeyim ki Pysche bir kadın değil, bir ruhtur. Bu aynı şey değil; bilâkis birbirinin zıttıdır. Pysche görmek, kadınlar ise hissetmek tecessüsüne sahiptir. Pysche meçhulü arıyordu; kadınlar aradıkları zaman meçhulü değil, his ve hayallerini, hatıralarını, saf heyecanlarını ararlar. Onların gözleri olsaydı aşklarını izah etmek mümkün olur muydu?
-Ruhlar birbirlerine kapalıdırlar.