(Geçen sayıdan devam)
yapılmıştı. Burası bir zaman Aydınoğulları'nın idare merkezi olmuştu.
25- Meoni: Lidya kıtasının bulundgu yerlere verilen isim.
26- Fladellfiya: Bugünkü Alaşehir'in eski adı.
27- Lidya (Şark): Harabelerinin bulunduğu mıntaka. Meşhur Krezus buranın hükümdarı idi.
28- Phrigie: Adalar Denizi'nden Kızılırmak'a ve Menderes Nehri'nden Karadeniz'e kadar uzanan kıtanın eski adı.
29- Meandere: Manisa'nın eski adı.
30- Teşup: Aramilerin yıldırım ilahı.
31- Tetrarachmes: Dört dirahmi kıymetinde bir sikke.
32- Mythologie: Esatir ve hurafeler ilmi.
DÜLÜK ve ANTEP’İN ESKİ ADLARI
Dülük ve Antep’in eski adları hakkında bulduğumuz aşağıdaki yeni malumat bu iki yerin tarihi vaziyetlerini aydınlatmaktadır.
(Eski zamanlarda Şimali Suriye’nin Tarihi Topografyası) adlı bir makale yazan Dr. Ernest Honigmann bize şu malumatı vermektedir. (1)
Eski coğrafyacılardan Ptolemee, meşhur eserinde Dülük’ü Dolica; Antonin ise yol haritasında Dolike, Dolicha;
Theophanos ise Dulichia; Nikphoros ise Doliche; Yuannis Sqylax ise Telouch; Anna Conen ise Telouch diye kaydeder.
Aramilerde ise bu kelime Dalok ve Dolik diye yazılırdı. Arapların ise Duluk şeklinde de telaffuz ederlerdi. Türkler de buraya Dülük Baba demektedirler.
Milâttan 228 yıl sonra Dolihe civarından gelen ve bir Suriyeli’ye ait kırık bir mezar kitabesinde mahfuz kalan şu yazılar okunmaktadır:
HARTA. FILIVS, SYRVS. EX. RE GLONEDOLICA.
VICO ARFVARÎS SILVA. V. S. MODESTO TEPROBO COS.
Bu mezar taşı üzerinde Dolica ismi saraharla okunmaktadır. Ve Antep adını bu kelimeden almıştır. (Bunun hakkında Corpus Inscriptionum Satinarum III. Nr 3490 ile Cumunt, et Syr.
P. 163. Not 3. et
P. 166 No. Not 3
Adlı eserde etraflı malumat vardır.
Favvarat lugati, Arfuaris kelimesinden müştaktır ki "Ayn-Çeşme" fikrini verir. Arap tarihçilerine göre burası Sacır civarını hükmü altında tutan bir kaledir. Eskilerin verdiği malumata göre burası Dülük’e tabidir. Ibni Şahne,Yakut gibi coğrafyacılar da aynı kanâattadırlar. Fakat bu bir hatadır.
Antep eskiden Dülük tesmiye edilirdi. Çiçero'nun Taba dediği şehirde burası olsa gerektir. Ve burayı Antep’e daha fazla uygunluyabiliriz.
Dülük harebeye yüz tutmaya başlayınca, Antep Kalesi büyük bir şehir manzarası Ptolemee (1) ye göre; Beda, Bida, Diba, Diva, Siba’dır.
Eski Suriyelilerde ise Daba, Heba şeklindedir. Bu mesele hakkında D’anville tarafından yazılan 1768 tarihinde Paris'te tabedilen Eski Coğrafya Hulâsaları Cilt 11'de malumat vardır.
(1)Itschrift des Deutschen Palastin Verein Leipzig 1923 mecmuasında.
Dr. Ernest Honigmann’in Historichs
Topograpie Von Nord Syrien im Altertum
(2) Topographi Hıstorıque de la Syrie
Antique et Medievale,Rene Dussaud
Paris 1927 Sahife 472 ye bakınız. ogr. Anc. Abrege 11 Paris. 1768 Bakınız.S.138) (2)
D’anville Antep hakkında ayrıca şu malumatı verir ki şâyânı dikkattir:
Doliche kelimesi Doluk şeklinde tahrif edilmiştir ki Amanos'tan ayrılarak Fırat’a doğru uzanan bir dağ silsilesinin yüksek bir tepesi üzerine kurulmuş bir şatodur. Eski Debo ismi bugün Antep adı altında tanınırki oldukça ehemmiyetli bir şehirdir. Fakat isminden anlaşıldığına göre bu, Zeugma Nehri üzerinde büyük bir geçit idi. (3)
BİZANSLILAR VE HAÇLILAR DEVRİNDE ANTEP
Antep’in Bizanslılar ve devrindeki tarihi çok karışık, aynı zamanda çok mühimdir.
Dülük ve Antep ismine Bizans ve vekayinâmeleri ile Ermeni tarihlerinde ve Haçlılara dair eski ve yeni eserlerde sık sık tesadüf edilir. Antep, Haçlılar tarafından Tulub, Hatad, Hamtab, Ermeniler tarafından Ayıntaf veya Teluch adı ile şöhret bulmuştur.
Bu devirde birçok tarihî vakalara sahne olmuş olan Antep ve civarı, Ortaçağ Türk tarihinde geniş bir yer kaplar. Çünkü Türkler 1081 tarihinden itibaren bu havaliye ve Suriye’ye doğru sarkmaya başladılar ve Fırat havzasına yayıldılar. Bu tarihlerde Urfa, Antakya, Teluk’de daimî surette Bizans askerî garnizonları bulunuyordu. Aynı zamanda burada Bizans'a tâbi Ermeni şefleri bulunuyordu.
(Bizans vekayinâmesi) diye mühim bir eser yazmış olan M. Edvard de Muralt, eserinin muhtelif yerlerinde Teluch'den ve buradaki Bizans haraketlerinden bahseder. (4)
Bu kitaptan bize, Teluch yani Dülük'te Ermenilerin kuvvetli bir mevkii olduğu ve Bizanslıların Türklerle harp etmek için Antronic’in kumandası altında buraya bir ordu gönderdiğini ve Roma'nın süvarisi ile kendilerini takip ettiğini daha sonra Marrus Dağı ile Carcarus Dağı Kemankeşlerinden mürekkep Millî Şefler idaresinde Türklere karşı M.1051 yılında Bizans generallerinden Nicephore Bryonniusun’un kumandası altında bir ordu teşkil edilmiş olduğu malumatını vermektedir.
Filhakika, Ermenilerin Kars civarındaki Ani şehrinde bir devletleri vardı. Türklerin akınları neticesinde bunlar Kapadokya daha sonra Malazgirt Muharebesi'nden sonra da Toroslara hicrete ve Urfa, Antakya, Maraş, Dülük'e gelmeye başladılar. Merkezi "Sis"te olmak üzere bunlar, Toroslarda bunların en müstahkem kalelerini. Mamafih Ermeniler Bizans’ın himayesi altında bulunuyorlardı. Bizanslılarla müşterek bunlar bilhassa Maraş'ı Romain Diogeene zamanında müstahkem bir kale haline getirildi. (5)
(1) Ptolemee Claude îslamlarca Batlamyos diye meşhur olan Yunanlı âlimdir. Milâdın ikinci asrında doğmuş ve Mısır’da İskenderiye'de iştihar (M. 126) etmiştir. İskenderiye'de kırk sene riyazi ilimler tedris etmiş ve bir çok eserler telif etmiştir. Coğrafyaya ait kitabı meşhurdur.
(2) Almanca aynı eser, sahife 181. Bana bu malumatı İstanbul’da Alman Asar-ı Atika Enstitüsü Müdürü dostum Hititilog Dr.Bittel Kurt vermek lütfunda bulunmuştur. Kendilerine teşekkürü bir vazife bilirim.
Geographie Ancienme, Paris: 2739 Sa.166 M. D'Anville.
Essai de Chronographie Byzantine 359— 1057 senesine kadar, M. Eduard (Petresburg, 18855).
(5) Haçlıların Marés veya Mardesie dedikleri eski markası, bugünkü Maraş şehri, Ortaçağ "Edess-Urfa" Prensliği'nin büyük malikânelerindendi. Oranın seyyorları memleketlerinde meşhur oldular. Memleket Ahur Dağı'nın eteklerinde anfiteatre şeklinde inşa edilmiştir, iki küçük dere kasabadan geçer. Ve biraz ötede birleşip Erkenez Suyu'na kavuşur.Maraş Kalesi oldukça iyi muhafaza edilmiştir.Şehrin ortasında bulunan bir tepeciğin üstündedir. Bizantine inşaatındandır.Ve şibih munharif: Yamuk şeklini andırır kuleleri vardır.
Suriye’li Mişelin vekayinâmesinde geçtiğine göre bu şehir müstahkem değildi. Yalnız şehir bu kaleden müdafaa edilirdi. Les Colonies Fracues de Syrie aux XII me et XIII me siecles. E. Rey. Michel Syrien, bize bu devirde Ermenilerin ayrıca Tars-Tarsus ve Anazarba gibi şehirlerinden de bahseder. (1)
(1) Süryani Michel, bize Ortaçağ'daki Ehlisalip-Haçlılar seferi hakkında en doğru vekaii ihtiva eden bir vekayiname bırakmıştır. Kendisi Antakya Yakubi Patriki idi. 1166-1199 Michel vekayinâmesi birinci defa olarak Fransızcaya J.B. Ehabot tarafından tercüme edilmiş ve Paris 1924 tarihinde Ernest Leroux tarafından tabedilmiştir.
Michel Cuamdas isminde bir Suriyeli ailesine mensuptur. Malatya’da ikamet ediyorlardı.
Babası Elias adında kilise mensuplarından bir adamdı. İki kardeşinden birisi Çeliba diğeri Abraham idi.
Müstakbel Patrik Micheli’in katı surette hangi tarihte Yakubî mesleğine girdiğini bilmiyoruz. Otuz yaşında iken Antakya’daki Manastır'a geldi. Uzun zaman Antakya Yakubî Patrikliğini işgal etti. Bir aralık Saint Pierre Kilisesi'ni ziyaret etti. 1167 tarihinde Mardin’den Urfa’ya geldi. Fakat Halep Prensi ile Antakya Prensi arasındaki muharebelerden dolayı yolunu değiştirdi. Kilikya ve oradan da Kudüs’e gitti. 1181 tarihinde Kılınç Arslan Malatya’ya geldiği zaman kendisine bir mektupla bir asa ve yirmi dinar gönderdi.
Michel 7 Kasım 1199 gecesi 7 yaşında öldü. Ve Mar-bor Cuma’ya gömüldü. 33 yıl patriklik etmişti. Büyük ve doğru bir vakanüvistti. Michel'den başka bu devir için meşhur vakanüvisler şunlar:
Patrik Malatyalı Ebulfaraç, Cuillaumce de Tyr ve Ermeni Urfa’lı Matthieu’dur. Bundan başka Cregoire ve Ermeni müverrihi Vartan'dır. Mar-bor Cuma, Yakubî Patriklerinin gömüldüğü mukaddes bir yerdi.
(Devamı var)