(Geçen sayıdan devam)
Birbirinden bu kadar uzak olan mezhepler arasındaki münasebetleri kesin olarak belirtmek çok güçtür. İlâhenin daimî arkadaşı olarak alageyiğin seçilmesi, yalnız başına menşei bir münasebet ibraz etmez. Ormanların bu büyük sakini birçok kavimlerin hayalini celp etmiştir. Bununla beraber Cyrrhestique’de büyük ilahe için yapılan mezhep Lidya’dakine müşabih olarak yalnız alageyiğin mevcudiyeti ile değil fakat ilâhenin ismi ile teyit olunuyor. Halep ile Hurri memleketinde Teşub'un refikasına Hepet tesmiye edilir. Meonide'de büyük ilâhenin bir adı Hipota'dır.
Bazı lisan mütehassısları bu iki isim arasında bir münasebet bulur gibi olmuşlardır. Mümkündür ki Lidya daima Hurri hâkimiyetinde kalmış olsun. Bu tasvircilik müşabeheti ile tevsim müşabeheti de daha derin bir birliği ispat etsin.
Eski Asya etnolojisi hakkında yapılmakta olan incelemeler, bu benzerliklerin neden ileri geldiğini herhâlde bir gün gösterecektir.
Alageyikli ilâhe mezhebi Pön dağlarına kadar uzanan izler bırakmıştır. Son bir tetkikte mösyü Sébastée Cumont, Pön'ün şimalinde Saint Athénogéne de Pédachétod ramanda Aziz'in meçhul kalan hayatından putperest bir tarikat sakinlerinin toplanarak bir geyik yavrusunun etini yemekle meşgul olduklarını ortaya çıkarmaya muvaffak olmuştur.
Bu hikâyeden şu anlaşılıyor ki kurbanı hazırlayabilmek için dişi geyikler saklanılan mandıralar mevcuttur. Bu da Asya büyük tapınaklarında Tanrılara takdim edilmek üzere hayvanların muhafaza edildiği parkların mevcudiyetini hatırla tır. Saint Athénogéne’in hayatı ne yazık ki dişi geyikler ve geyik yavrularının takdim edildiği ulûhiyet hakkında bir fikir vermiyor.
Mösyü Cumont dahi, kutlu bir tarzda geyiğe tapınma hususundaki Anadolu mezheplerinin cetvelini hatırlatıyor. Ve Mithridate Eupator'un bir tetradrachmesini de ilave ediyor.
Bu son defa Mösyü Cumont tarafından büyük ilâhenin mezhebine bağlı bir hal sayılıyor. Bu hal ise bu mezhebi hayatının hatırasını ihtiva ettiği St. Athénogéne hayatından daha çok evvele icra etmeği iltizam ediyor.
Bu naziriye ne kadar reddedilmez olursa olsun, alageyik yavrusu arasında ikinci birincisinin küçüğü olmak farkını kaldırmağa sebep olamaz. En nihayete Mithridate, bir Ceddi Pharnace tarafından basılmış ve bir asma dalını bir geyik yavrusuna uzatan bir İran hükümdarını zannedildiğine göre, Mihtra'yı gösteren paralar bulunmuştur. Halbuki geyik yavrusu ile asma dalı arasındaki bu tesadüf, şarap ilâhına ait bir unsurun (şarap ziyafeti merasimi) katı bir alâmeti sayılıyor.
İster Hermes Mithra ile Dionysos’un mahalli bir ayniyeti olarak telakki edilsin ki buda katî değildir. İster iki ilah arasında efsanevi bir münasebet olarak kabul edilsin; Mithra esrarı hakkında bilâhere geçen abidelerle metinlerde görüldüğü veçhile İran ilâhının Pont taraflarında Dionysos ile bazı münasebetlere katlanmış olduğuna inanmak icap eder. Ve bu hâl şayanı hayret değildir. Çünkü Diyonysiyak meühebinin bu havalide çokluğu ispat olunmuştur. Fakat o zaman şunu da hatırlamak lazım gelir. Geyik yavrusunun Pédachétod'de kurban edilmesi sadece geyik yavrusu derilerine sarılı ve geyik yavrusu kanı ile yapılmış dövmeleri vücutlarında nakışlı bulunan Mystlerin de hazır bulunduğu, Dionysos hakkında yapılan kurban merasimi değil midir? En sadesi olarak telakki ettiğim bu izah tarzı, Pön taraflarında alageyiğin büyük ilâheye kurban edilmiş olması fikrini reddedemez. Methridate’in paraları her halde mytholojiede orada bir rol oynamış olduğunu ispat eder. Bir kitabe ile mutabakatı bilhassa ispat edilmiş valide Hipta hakkında bir tasvir tanımlanmıyor. O suretle Lidyalılarm ilâheyi geyikli bir ilâheye mi yoksa yanında arslan bulunan Cybele tasvirinin tesirini Anadolu büyük hamiyesinin bütün tasvirlerinde olduğu gibi ihtiva eden tertip tarzında mı tasvir ettikleri bilinmiyor. Tmol ve Meoni, dağları civarında Hipta mezhebi madud bir tarzda görülüyor. Bu havali aynı zamanda meşhur Efesliler mezhebinin yanında büyük ala Geyikli büyük hamiyeyi kabul eden mezheplerin mevcudiyeti görülüyor. O hâlde Kommagene'de aynı hâli tevsik ettiğimiz gibi burada da tecrübeden önce tespit ile ismi birbirine bağlı olması çok muhtemeldir diyebiliriz.
Bu tesadüf, Kommagene mezhepleri ile Lidya mezhepleri arasında bir tarzı münasebeti belki ispat ediyor. Bu tahmin makul olabilseydi Lidya tarikatlarının başka bir noktasını da aydınlatırdı.
Bugün pek iyi biliniyor ki Dionysos'un vatanı Lidya’dır. Fakat Dionysos'un niçin bir geyik yavru ilâh olduğu sorulamıyor gibi görünüyor.
Bu sorunun karşılığı ise Hipta tarihindedir. Bu ilâhenin Lidya masallarındaki mevkii bir tarafından Meoni kitabeleri, diğer taraftan kendisini Tmolperisl mevkiine indiren Orphique nağmeleri ile tanırız. Fakat öyle bir nağme ki, müstesna mevkii yüksek menşeine tevafuk etmiyor. Çünkü burada Hipta küçük Dionysos'un süt ninesinden başka bir şey değildir. Bu zazife ise doğrudan doğruya büyük hamiyönin kendisine aittir. Orphque nağmelerinin Dionysos’un Zabasiyos’un oğlu olarak gösterdiği ilave olunursa, bunların şahadetlerinin tamamı ile Zeus Zabasios valide Hipta ve oğulları Dionysos’dan mürekkep bir tasvir gösteren kitabelerin şahadetler ile tamamen tevafuk eylediği görülür. O hâlde Hipta alageyikli bir ilâhe olunca, oğlunun geyik yavrulu bir küçük ilâh tasvir edilmesi pek tabiidir. (Beyrut, 1933)
Bu Yazıda Adı Geçen Önemli Sözler
1- Junon: Bir Yunan tanrısı olup Jüpiter’in zevcesi ve izdivacın ilâhesidir. Yunanlılar bu tanrıya Héra, Latinler ise Junon derler.
2- Doliche: Antep’in eski adı ve Romalıların Jüpiter’e verdikleri isim. Gaziantep gazetesinin 241. sayı ve 13.1.933 tarihli nüshasında buna dair uzunca bir yazımız vardır
3- Dionysos: Bacchus kelimesinin Yunanca adıdır. Bacchus, Romalıların şarap Tanrısına verdiği addır.
4- Kabartma( Bas-Relief): Taşlar, tuğlalar ve sâire üzerindeki kabartma bigi nevileri vardır.
5- Physionomie: simâ, çehre, karekter.
6- Cyble: Yunan mitolojisinde arz ilâhesi olup Jüpiter’in annesidir.
7- Epigraphie: Kitabe ve levhaları inceleme ilmi.
8- Antiqurium: Asar-ı atîkanın saklandığı yer, müze.
9- Meduse: Yunan mitolojisinde Gorgon adı ile tanılan üç hemşire idiler. Bunlardan Medüz aslında güzel ve saçları uzun bir kızdı. Fakat bir gün Jüpiter’in oğlu ve akıl, hikmet ilâhı Minerve'yi tahkir ettiğinden bu ilâh gazaba gelmiş onun saçlarını dehşetli yılanlara tahvil etmiş, gözlerine de kime bakarsa onu taş etmek kuvvetini vermiştir. Medüz'ün kafası Jüpiter’in kafası üzerinde bulunurdu.
10- Jüpiter: Yunanlılarla Romalılar yanında ilâhların babası sayılırdı. Bunun şerefine âyinler yapılırdı. kartal, meşe, yıldırım asası kendisinin ayırmaçlarındandı.
11- Tiare: Eski şark uluslarının başlarına giydikleri bir nevi külah.
12- Calathos:Eski Yunanlıların giydikleri bir nevi uzun gömlek ve ihram.
13- Hurri: Bugünkü Urfa ve civarın da oturan ve Hitit kolundan bir ulusun adıdır.
14- İsis: Eski Mısır mitolojisinde Oziris'in hemşiresi olan ilâhedir. Mısırlılara ziraatı öğreten bu ilâhedir. Seyyahların da hamisi sayılır. Başında iki inek boynuzu arasına konmuş bir güneş kursu bulunmak üzere gösterilir.
15- Kommegene: Maraş havalisinin eski adı. Bu havalinin daha eski adı Kommuh ve Hititler devrinde markası idi.
16- Zincirli: Aramilerin eski idare merkezi, eski adı Sam’al idi. Maraş ve Antep vilâyetleri arasında.
17- Çyrrhestique: Romalılar devrinde Halep vilâyetine verilen isim.
18- Hiyeropolis: Denizli'deki Pamukkalenin eski adı.
19- Astarta: Şarkın güzellik ve aşk ilâhesi. Buna Yunanlılar Aphrodit, Romalılar Venüs derlerdi.
20- Nemesis: İntikam ilâhesi.
21- Laodise: Biri bugünkü Lazkiye'nin diğeri de bugün Goncalı ile Denizli arasındaki harabe. Burası Küçük Asya’nın en büyük ve zengin şehirlerinden biri idi.
22- Artemis:Romalıların Diane dedikleri ilâhe. Jüpiter’in kızıydı. Ormanların hâkimesi ve avcılık iffet ilâhesi sayılır. Bunun namına Küçük Asya’nın birçok şehirlerinde tapınaklar tesis edilmiştir.
23- Braurônıa: Halep vilâyetine verilen isimlerden biri. Aramî bir asıldan geldigi tahmin edilebilir.
24- Efes (Selçuk): Daha evvelce Ayos-Teologos’dan münharif olarak Ayasloğ deniyordu. İzmir vilâyetinde ve Kuşadası'na yakın bir büyük şehirdi. Yunan medeniyetinin en çok terakki etmiş olduğu bir şehirdir. Burada meşhur Diana mabedi vardı. Burada imparator Justinyen tarafından Ayasofya kilisesine bir nazire olmak üzere Senjan kilisesi