Tarihi İber: Milattan iki bin yıl önce, yıkık bir kale ile mamur-şen bir Esenbek Şehri arasında harap bir Hantaf (1) şehri yatar, der. Ve yine tarihi İber:

(Şehri Diyar-ı Esenbek şarkındaki Cebel'in Hin-i İndifaında hâk ile yeksan olmuştur) demektedir.

Bununla ilgili olarak şehrimizin geçmiş sıhhat Müdürlerinden Dr. Hamdi Kasım’ın not defterinde dahi şöyle bir kayıt vardır:

(Bu yanardağın ağzı kenarına düşen karlar derhal erimektedir. İhtiyar Salhur'da çok ihtiyar kimselerin söylediklerine göre bu ağzın içinden uğultular gelir. Ve 136 yıl öncesi ise yine bu yanardağının gösterdiği çalışma neticesi Gaziantep şehrinde meydana gelen zelzeleden şehirde birçok evler harap olmuş ve dört ay şehir halkı çadırlarda oturmuş ve dört bin insan ölmüştür.)

Ve yine Şair İzzet Molla ( Beray-ı Zelzeleyi Halep ) adlı eserinde, | Miladî 944 yılında bu yanardağ faaliyeti neticesi şehir baştan başa yıkılmış ve yirmi binden fazla insan ölmüştür.

Ayrıca Tarihçi Küçük Ali’ye göre de Miladî 1783, 1803 zelzelelerinde şehir çok viran olmuş olup bütün su yolları (2) yı­kılmış olduğundan şehir halkı eşeklerle Başpınar'dan su taşımışlardır. Ve susuzluk­tan birçokları şehri terk etmişlerdir.

İşte Kadı Mahir Efendi'nin tamir ettirdiği su yolları bunlardır.

(1) Hantaf, Ermeniler tarafından bu şehre verilen addır.

Açıklaması şöyledir: Zaptı güç, savaşçı, güçlük çıkaran bir şehir.

(2) Bu su yolları Etiler ve Romalılar tarafından yapılmıştır.