Tilmen Höyük, 1958 yılında İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Bahadır Alkım, asistan Refik Duru tarafından ilk olarak görülmüş, burada bir kazıya 1959 yılında başlanmıştır. Kazılar Türk Tarih Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi adına geliştirilmiştir. Tilmen Höyük, İslahiye bölgesinde mevcut olan sayıları elliyi geçen eski iskân yerlerinden birisidir.
Tilmen Höyük etrafında bir sur mevcuttur. Sur, yer yer dörtgen şeklindeki kalelerle takviye edilmiştir. Sur üzerinde biri doğuda diğeri kuzeyde olmak üzere iki giriş kapısı vardır. Doğudaki kapı kendisini iki metrelik yükselmeye kadar muhafaza ettiği hâlde, kuzey kapısı tamamen tahribe maruz kalmıştır. Bu sur ve kapının Milattan önce 11. asırla 9. asır arasında tarihlendirilmesi muhtemeldir.
Hafriyat heyeti Tilmen Höyüğü tepesinde de geniş çapta bir kazıya başlamış, bu kazı sonunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
1- Milattan önce 13 ve 14’üncü asra ait bir yapı kalıntısı.
2- Milattan önce 15'inci asra ait diğer bir yapı kalıntısı.
3- Milattan önce 16'ıncı asra ait başka bir yapı (muhtemelen bir saray)
4- Milattan önce 17 ve 18'inci yüzyıla ait büyük ve anıtsal bir saray.
Bu saray, Milattan önce 18'inci ve 17'inci yüzyıllarda merkezi bugünkü Halep olmak üzere kurulmuş olan Yamhat krallığını teşkil eden yirmi prenslikten birine ait bir saray olsa gerektir, zira aynı krallığa ait (Teleçana)'da meydana çıkarılan sarayın adeta ikiz bir benzeridir. Tilaçana Tilmen Höyüğü'nün takriben 80 km. güneyinde, Antakya’nın doğusunda kaîndir.
5- Bu anıtsal sarayın altında Orta Tunç Devri'ne ait (Milattan önce 20 ve 19'uncu yüzyıl) iki yapı katı.
6- Eski Tunç Devri'ne ait altı yerleşme safhası. Bu altı iskânın Milattan Önce 25'inci yüzyıl ile 20'inci yüzyıl arasında tarihlendirilmesi muhtemeldir.
Tilmen Höyüğü'ndeki bu kazılardan henüz bakır toprağa inilmemiştir. Höyük 21 metre yüksekliğindedir. Şimdiye kadar 12 metre derinliğe inilmiştir, bu itibarla daha hiç olmazsa 8-9 metrelik bir toprak kalınlığı mevcuttur. Bakır, toprağa kadar kazılar geliştirildiği takdirde daha eski iskâna rastlanacağı büyük bir ihtimal dahilindedir.
(FOTOĞRAF)
(Bu gördüğünüz fotoğraf, Tilmen Höyüğü'nden bir görünüş. Solda hakim Kemal Şııri, sağda İse İslahiye Kaymakamı Yusuf Doğan buraya muhabirimizi götürerek dergimiz için izahat verirlerken. (Arkeolog) Profesör Bahadır Alkım'ın söylediğine göre, bu fotoğrafta görünen höyüğün altında beş katlı bir sarayın daha olduğu ve bunlardan ancak dördüncü katların kazılar sonunda meydana çıkarıldığı anlaşılmıştır.)
Tilmen Höyük buluntuları eski Mezopotamya ve eski Suriye kültürleri ile eski Anadolu kültürleri arasında bir bağ kurmakta ve karşılıklı münasebetlere dair örnekler vermektedir. Kazılar inkişaf ettikçe buluntuların daha önemli olacaklarına kanî bulunmaktayız.
Tilmen Höyüğü'nde bulunan eserler İstanbul’da tetkikleri yapılmak üzere Arkeoloji müzelerine geçici olarak götürülecek, bir-iki yıl içinde tetkikat ve neşri zatı bitirildikten sonra Gaziantep’e nakledilecek ve bura müzesinde teşhir edilecektir.
Tilmen Höyüğü, ilim adamları için bir ziyaret yeri ve aynı zamanda eski çağ medeniyeti bakımından özel mevkii göz önünde tutularak Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü buraya bir bekçi kadrosu göndermek üzeredir. İslahiye-Kilis yolu, 1964 Yılı Vilayet Yol Programı'nda ele alındığı takdirde buraya gitmek hem bilginler hem de turistler için kolaylaşacaktır. Bugün ise yol gayet bozuk olduğundan zorlukla ulaşılmaktadır.
FOTOĞRAF 2:(Bu fotoğrafta ise kralın ve kraliçenin yıkandığı sarayın taştan oyma bir banyo taşı görülmektedir, bu havuzun ağız çapı 4 ila 5 metre, arık boyu ise 3 ila 4 metre boyundadır.)
FOTOĞRAF 3: (Bu fotoğrafta, IBALADO kralına ait sarayın taht kısmı görülmektedir.)
FOTOĞRAF: (Yandaki fotoğrafta İslahiye’nin kıymetli avukatlarından Ali Elgin Bey'le dergimiz muhabiri ve Mesul Müdürü M. Kemal Göğüş krala ait sarayın giriş kapısı önünde görülmektedirler.)
FOTOĞRAF 2: (Yukarıdaki fotoğraf, Tilmen Höyüğü'nde Saray kapısı önünde yan yatmış bir şekilde kayadan oyulma bir arslan resmidir.)