Araptar ve Karabıyıklı vak’aları
11 Kânunusani 920 tarihinde 400 piyade, elli süvari ve iki dağ topundan mürekkep bir Fransız kuvveti Keferdiz’e gitmek üzere Antep’ten hareket etti ve geceyi Araptar’da geçirdi. Araptar’da konaklayan bu kuvvet bütün köy halkını evlerinden dışarıya attı, eşyalarını yağmaya ve kadınlara taarruza başladı. Bunun üzerine halk köyü boşalttı. Etraf köylere haberciler gönderildi. Evvelce teşkilâta alınmış olan civar köyler halkı derhal toplandı. Fransızlara taarruza karar verildi.
Ertesi sabah Araptar’dan hareket eden Fransızlar Çatalmazı denilen mevkide Boyno oğlu Memik, Çavdar Ağa, Güceli Ahmet ve Mehmet Kâhyalar kumandasındaki kuvvetler tarafından hemen kâmilen imha edildi.
Fransız kumandanı vak'ayı harpten kurtularak kaçıp Antep’e gelen birkaç Ermeni’den öğrendi. Mutasarrıflığa müracaatla derhal çetelerin tecziyesini istedi ise de vak’a mahalline Türk ve Fransızlardan mürekkep bir heyet göndermekten başka bir şey yapamadı. Heyette Fransızlar aleyhinde rapor verdi.
19 Kânunusani 920'de Antep’ten Maraş’a giden bir Fransız erzak kafilesi de Karabıyıklı civarında Karayılan müfrezesi tarafından basılarak ağır zayiata uğratıldı. Bu vakalar üzerine Fransızlar şehir haricine çıkamaz oldular ve oturdukları Amerikan Koleji binasıyla Zerdallık'taki evleri tahkime başladılar. Türkler bu vekayiden büsbütün cesaret aldılar.
MARAŞ HARBİ
O sırada yine bayrak meselesi yüzünden Maraş’ta harp patladı. (21 Kânunusani 920) Pazarcık’ta bulunan Kılıç Ali Bey ve Millî kuvvetler her taraftan Maraş’ın yardımına koştular. Bu harp yirmi iki gün sürdü ve neticede Fransızlar 150 kadar esir bırakarak Maraş’ı tahliye ettiler. Maraş’ın tahliyesi bütün Türkleri sevindirdi. Şevk ve gayretlerini arttırdı. Maraş Harbi sırasında Antep boş durmadı; Maraş’a kuvvet, erzak, cephane, elbise gönderdi. Maraş Harbi'nin muvaffakiyetle başarılmasında Antep’in büyük yardımı olmuştur. Yukarıda yazıldığı veçhile Fransızların Maraş’a gönderdikleri kuvvetler Antepliler tarafından bir defa Araptar’da bir defa da Karabıyıklı civarında imha edilmiştir.
Maraş’ın tahliyesi günlerinde bütün hareketi ile Millî teşkilâta aleyhtarlık gösteren Serkomiser Fevzi Efendi Müdafaa-i Hukuk Cemiyetince bir gece hanesinden alınarak muhfuzân Maraş’a gönderildi. Komiserin ani gaybubeti Fransız ve Ermeniler üzerinde derin bir tesir bıraktı.
ŞAHİN BEY HARPLERİ
Fransızlar artık Antep’te açıktan açığa husumet görüyorlardı. Zahireciler, Fransızlara ve Ermenilere hububat satmıyor, direkçiler, "Tahkimat yapıyorsunuz." diye Fransızlara ağaç vermiyordu. Antep’ten erzak tedarik edemeyeceklerini anlayan Fransızlar vaziyeti Katma'da bulunan Fırka kumandanlığına bildirdiler.
3 Şubat’ta iki bölük asker himayesinde bir erzak kolu Kilis’ten Antep’e hareket etti ise de (Kertil)'de Mısrîzade Nuri Bey kumandasındaki millî müfrezeler tarafından geri çevrildi.
Sonra bu yolu, Antep’e henüz gelen Şahin Bey tuttu ve ölünceye kadar düşmanı bu yoldan geçirmedi. [1]
Şahin Bey, kahraman şahsiyeti, tükenmez azım ve iradesi, çok dürüst ve temiz ahlakıyla hiç yoktan Millî kuvvetler yarattı.
Kilis’ten Antep’e gelmek isteyen Fransızlarla muvaffakiyetli harpler yaptı. Şahin Bey aynı zamanda mükemmel bir hatipti; kuvvetli, birkaç cümlesi bir köyü ayaklandırmaya, düşmana saldırmaya kâfi geliyordu.
Şahin Bey Kilis yoluna gider gitmez, Çapalı köyünü merkez ittihaz etmekle beraber hemen her köyü ayrı ayrı dolaştı. Her yerde vatan ve millet sevgisini, düşman işgalinin acı ve korkunç akıbetlerini anlatan nutuklar söyledi ve bütün o civar köylerini harekete getirdi. Her köyde silahlı millî kuvvetler teşkil etti ve bunlardan icap eden yerlerde gözcüler koydu. Antep-Kilis arasında üç yerde siperler kazdırarak müdafaa hatları teşhis etti. Birinci hattı müdafaa Kilis'in Acar köyünden Kantara köyü garbine kadar uzanıyordu. İkincisi Kertil cenup sırtlarında, üçüncü hattı müdafaa da Bostancık şimal sırtları ile Elmalı sırtlarında idi. Kilis’ten gelecek düşmanla harp ederken Antep’teki düşmanın arkadan vurmasına mani olmak için de Balaban Boğazı'nda bir müfreze bulundurulmasını temin etmişti.
Şahin Bey bütün bu hazırlıkları yaparken aynı zamanda Kilis’teki Fransız işgal kumandanlığına şehri tahliye etmesi için notalar gönderiyordu.
İlk harp, 8 Mart’ta oldu. İki bölük piyade, bir takım süvari ve iki dağ topu himayesinde bir nakliye kolunun sabahleyin erkenden Kilis’ten Antep istikametine hareketi görüldü. Şahin Bey adedi yirmiyi geçmeyen müfrezesi ile bunları Acar şarkında önledi. Ve iki saat kadar devam eden bir müsademeden sonra düşmanı Kilis'e ricale mecbur etti.
Bu esnada Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından Nasır Bey (Şeyh Efendizâde Feyzi Efendi) kumandasında Antep, Nizip, Birecik ve Halfeti millî kuvvetlerinden müteşekkil bir müfreze Akçakoyunlu istasyonundaki Fransız kuvvetlerini imhaya memur edildi. Süngüsüz, bombasız tek bir tüfekle müsallâh olan bu kuvvet Akçakoyunlu önünde bir hafta Fransız kuvvetlerde çarpıştı. Fakat makineli tüfek, bomba gibi faik silahlarla mücehhez olan düşmanı yelinden atamadı ve nihayet Katma'dan trenle gelen yeni Fransız kuvvetleri önünde çekilmeye mecbur oldu.
Akçakoyunlu'yu muhasaradan kurtaran bu düşman kuvveti, 17 Mart 920'de Kilis'e hareket etti ve 18 Mart’ta Seve Boğazı denilen yerde Şahin Bey kuvvetlerde karşılaştı. O gün yağmurlu ve sisli bir gündü. Düşman akşama kadar mezbahane çarpıştığı halde bu boğazda kurtulamadı. Millî kuvvetlerin ıslanarak gece köylere çekincesinden bilistifade Kilis'e canını dar attı. Kilis'e giren düşman askerleri çok perişandı. Birçokları Karataş mevkiindeki karargâhı bulamayarak geceyi sokaklarda geçmişlerdi.
Tabur, Bölük ve takım kumandanlığıyla (Gaziantep Müdafaası)'nda çalışan Antepli ihtiyyat zabitleri
FOTOĞRAF: Birinci Mülazim Emin Kılıç
FOTOĞRAF: Birinci Mülazım Bedriddin
FOTOĞRAF: Mülazım Ali Ziya
FOTOĞRAF:Mülazim Sakıp
Üç aydan beri hariçten ve dahilden erzak tedarik edemiyen Antep'teki Fransız garnizonu boyuna Katma'daki Fransız ikinci fırka kumandanlığından yardım istiyordu.
Antep'e erzak ve cephane götürmek üzere Miralay Anderya kumandasında üç tabur piyade, bir bölük süvari, bir dağ bataryası, nısıf istihkâm takımı ve 400 nakliye arabasından mürekkep bir kol teşkil olundu.
Bu kol 25 Mart 920 saat on beşte Kilis'ten hareket etti. Anaz köyü önünde Çadırlı ordugahta geceledi. Ertesi gün saat altıda Acar şarkından Kantara garbine kadar beş kilometrelik bir cephede müdafaa tertibatı alan Şahin Bey kuvvetlerine taarruz etti. Düşmanın faikıyeti adediyesine şiddetli top, makineli tüfek ateşine rağmen birer tüfekle mücehhez olup, adetleri iki yüzü geçmeyen Şahin Bey kuvvetleri altı buçuk saat kahramanca harp ettiler. Düşmana hayli zayiat verdiler. Ve nihayet fazla kuvvet karşısında ricate mecbur oldular. Düşman Sinnap Suyu'nu geçtikten sonra Han yazısında açık ordugâhta geceledi. Sabahleyin hareketinde Kazıklı ve Kertil sırtlarında Şahin Bey kuvvetleri ile karşılaştı. Kuvvetlerinden çoğu dağılmış olan Şahin Bey burada iki saat kadar mukavemet ettikten sonra çekilmeye başladı. Kuvvetlerimiz hem çekiliyor hem harp ediyordu. Bu suretle harp ede ede akşama kadar Bostancık sırtlarına ricat edildi. Antep'ten ve köylerden gelen milli kuvvetlerle Bostancık ve Elmalı şimal sırtları tutuldu. Karşısında fazla mukavemet hisseden düşman taarruza devam edemedi; geceyi Bostancık cenubunda geçirdi.
Gece düşmana bir baskın teşebbüsü yapıldı ise de muvaffak olunamadı. 28.3.920 sabahı fecirle düşman piyadeleri kuvvetli topçu ateşi himayesinde taarruza geçtiler. Dört saat süren şiddetli bir muharebeden sonra Bostancık şimal sırtlarındaki sağ cenahımız çekilmeye mecbur oldu. Şosanın yanındaki siperlerde harbi idare eden ve sağ cenahın çekildiğini görmeyen Şahin Bey, Elmalı sırtlarındaki sol cenahımızın şiddetli ateş karşısında mevkilerini terkettiklerini görünce hayvanına binip bu kuvvetleri yerinde tutmak için karargâh ittihaz edilen Dokurcum değirmenine koştu. Geceden Dokurcum köyüne gönderilmiş olduğundan hayvanını bulamadı. Bindiği bir cephane beygiri ise yürümedi. Bu sırada sol cenah siperleri düşman tarafından tutulmuş ve düşman piyadeleri değirmenin üzerindeki tepeye çıkmıştı. Bu tepeye çıkan düşman Şahin Bey'i elli metreden ateş altına aldı. Vaziyetin vehametini ve geri çekilmek imkânı bulunamadığını gören Şahin Bey yürümeyen beygirden atlayarak şosaya doğru koştu. Ve hemşerilerine verdiği "düşman arabaları cesedimi çiğnemedikçe bir Fransız askeri Antep'e giremez" sözünü tutarak Elmalı köprüsü yanında bir orduya karşı tek başına aslanlar gibi harp etti. Eliyle intikamını aldıktan ve önüne geleni tepeledikten sonra ara sol kulağı arkasından ve karnından süngülenmek suretiyle şehit edildi. (1)
Millî kuvvetlerin ricatı üzerine Anderya kolu bilâhadise Antep'e girdi. Balaban Boğazı'nda Kartal Bey kumandasındaki millî kuvvetlerimiz daha evvel o günün sabahı Antep'ten gönderilen bir Fransız müfrezesiyle yerlerinden atılmış olduğundan burada bir mukavemet görmedi.
Bu üç günlük harpte düşmanın zayiatı ikisi zabit olmak üzere 4 ölü, biri zabit 25 mecruhtan ibaretti. (2) Bizim zayiatımız ise yüzden fazla şehit ile bir o kadarda mecruhtu. Telefat ne olursa olsun sunufu selâseden mürekkep ve bu kadar kuvvetli bir düşman kolunun iki yüz mücahit karşısında 60 kilometrelik bir yolu dört günde katedebilmesi bizim için büyük bir muvaffakiyetti.
Şahin Bey'in şahadeti, düşman kuvvetlerinin Antep'e girişi Türkleri çok müteessir etmekle beraber düşmanla çarpışmak azim ve imanını kıramadı. Hele Kılıç Ali Bey kuvvetlerinin ayni günde Keferdiz'den Burca gelişi halkın maneviyatı üzerinde çok büyük bir hüsnü tesir husule getirdi. Bu geliş damarlardaki heyecana yeni bir kuvvet şiringa etti. (3)
[1] Şahin Bey Anteplidir, Elbeylioğulları ailesindendir. Rütbesi Birinci mülâzımdı. İngiliz esaretinden yeni dönmüş ve familyasını bir eve yerleştirmeden Kilis yolunda düşmanın karşısına dikilmişti. O, Fransızları mahsur bir hâlde bulundurmak istiyordu. Bu hususta en mühim yol Kilis-Antep yolu idi. Burada çarpışmayı tercih etti. Çok ateşli bir vatanperverdi. Yurdunda yabancıları görmeye dayanamıyordu. Bunları görür görmez hemen üzerlerine atılmak için durmadan yola çıktı. Şehit olduğunda otuz beş yaşlarında vardı.
1Şahin Bey'in şehadeti hakkında muhtelif rivayetler var. Bu satırları yazan, Şahin Bey harekâtının başından sonuna kadar kendisi ile beraber bulunmuş ve Şahin Bey hayvandan atlayıp şosaya doğru koşuncaya kadar yanından ayrıl- mamış bulunduğu için bu hususta herkesten fazla salâhiyet sahibidir. Şahin Bey şosaya doğru koşarken ondan ayrılmış; kendini daha emin gördüğü değirmenin önündeki su yarıntısına atarak kurşun menzili haricine çıkıncıya kadar makineli tüfek ateşi altında çekilerek adeta bir mucize ile kurtulmuştur
2 Fransızlara nazaran Suriye ve Kilikya Muhaberatı, s.10, Miralay Anderya
3 Kılıç Ali Bey'in yanında Mantelli bir cebel topu ile birkaç hafif makineli tüfek de vardı. Top ve makineli tüfek haberinden de halk çok sevinmişti.