Kepkep demek, Siirt vilayetine nal çivisi demektir. Fakat bununla beraber bu aile hakkındaki bilgiyi kendi aileleri şecerelerini incelerken vereceğiz. Biz yalnız burada Asım Kepkep’in ilkokula kendi öz malı ve iki yüz elli bin lira değerindeki evini hibe etmesi dolayısı ile bu dergimize almış bulunmaktayız. Bu hareketinden dolayı kendisini hürmetle selamlarız.

Asım Kepkep, Gaziantep’in Kepkep Mahallesi'nde 1303’de doğmuştur. Annesi Bazarbaşı Hacı Mehmet Efendi'nin kızıdır. Babası Şakir Kepkep’tir. Evvelce Ticaret Mahkemesinde sonra da Bidayyet Mahkemesinde başkâtip olarak çalışmış ve sonradan da dava vekilliği yapmıştır. Şimdiki Cumhuriyet Okulu'nun Rüştüye Okulu olduğu sıralarda da güzel yazısı olduğundan yazı öğretmeni de olmuştur.

Asım Kepkep, beş yıl medrese tahsili görmüş sonradan şehrimizde açılan Rüştüye Okulu'nda okumuştur. Buradan mezun olduktan sonra yine o vakıflar şehrimizde açılan İpek Böcekçiliği Okulu'na bir yıl devam ederek buradan mezun olmuştur.

(Şehrimizde İpek Böcekçiliği Okulu şimdiki lise binamızın bulunduğu yerde 1911'de açılmıştı. Müdürü Akif Bey adında bir zat olup bu adamın gayretiyle bu okul buraya açılmıştı. Sonradan Akif Bey'in Halep Ziraat Müdürlüğü'ne tayini ile bu okulda kapanmıştı.)

Asım Kepkep, Birinci Cihan Harbi'ne iştirak etmiş ve ilk görevi olarak Fevzi Paşa yolunun yapılmasına gönderilmiştir.

Kendisi 13.300 mevcutlu bu kıtanın üç tahsillisinden birisi de bendim demektedir.

Bundan sonra Antep Harbi baş göstermiş. Asım Bey burada vatan kaygısına düşerek kendine düşen görevi yapmıştır. Evvela Sam köyünde sonra da Gücege köyünde Antep’e yardıma gelen çetelerin ve askerlerin iaşelerini temine memur edilmiş ve bu görevini en müşkül şartlara uyarak maharetle kimseyi incitmeden yapmaya muvaffak olmuştur.

Harpten sonra dahili ve harici ithalat ve ihracat işleri ile uğraşmış ve bu arada on beş yıl Ticaret Odası Reisliği görevini elinde tutmuştur.

1911'de Hacı Hanifioğlu Hamit Efendi kızı Asıya Hanım'la evlenmiştir. Bu evlilikten Vehbi, Fadıl, Ali, Semiha, Enise, Pervin, Ülker adlarında yedi çocuğu vardır. Vehbi ticaretle uğraşmaktadır. Fadıl yüksek makine mühendisi, Ali yüksek elektrik mühendisidir. Samiha Köylüoğlu Mehmet Said'le evli, Enise ise Orman mühendisi Mahmut Tüzün (Hasırcı) ile evlidir.

Kendisi hoş sohbetli, sempatik, tarihsel bir simadır. Hâlen geniş bir acentesi vardır. Buruda adeta kendisi yabancı gibi oturur. Boş zamanlarını evde safra kesesinde böbreklerinde taş olanlara ilaç yapmakla geçirir. Adeta buna merak sarmıştır. Acentada oturduğu yerde içeri tanımadığı kimseler girer ve "Asım amca siz misiniz?" derler. O da hemen dertlerini ve ne ilacı istediklerini sorar. Annelerinin safra keselerinde taş olduğunu söylemeleri üzerine kendi imalı olan haplardan sayarak kağıda koyarken bir de: "Yüklülüğü var mı?" diye sorar. Adam anlamaz bu sefer de "Hamile mi?" der. O da hayır cevabını verir ve ilacı alır. Çünkü der: "Gebelere zararlıdır." İmal ettiği ilaçların maddelerini kendisi parayla alır ve tek bir kuruş kimseden almadan herkese verir. Ayrıca hanımını da hayır yolunda anmak yerinde olur. Gelinlik bir fakir kız mı var, yeter ki Asıya Kepkep’in haberi olsun. Muhtaç bir kimse mi duydu, bakarsınız Asıya Hanım'dan o kimseye bir yardım gelmiştir. Velhasıl karılı-kocalı bu hayırseverlerin Allah eksikliklerini vermesin.

İşte Asım Kepkep en sonunda da adını tarihe geçirmek için malik olduğu 250 bin lira değerindeki evini okula vermiştir. Bu suretle de bir maarif sever olduğunu, bir vatansever olduğunu herkese göstermiştir.

Not: Gebgebi- sandık çivisi Kepkep nalın çivisi ve bazı vilayetlerde ise nal çivisi demektir. Asıllarının Azarı Türklerinden olduğu ve Azerbaycan’dan Darende’ye geldiği ve oradan da Antep’e geldikleri söylenmektedir. Çünkü hâlen Darende’de Kepkep soyadını taşıyanlar vardır.