(Çınarlı Cephesi'nde)

Fransızlar, haftada iki defa Suriye’den nakliye getirmeye başlamışlardı. Köylerden ve şehirlerden mütemadi bir şekilde bu nakliyeyi vurmak ve bozmak için karşı koymaya çalışılmakta idi. 1920 yılının sonbahar ayı düşman kuvvetlerinin Kilis’ten hareket edeceği haberi duyuldu.

Düşman Kilis yolunu takiben Antep’e gelecekti. Bu haberi alan Şahinbey, Kilis yolu müdafaasını kendi üzerine almıştı. Şahinbey, yanında bulunan çeteleri ile hareket ederek Kilis yakınındaki Hacar Dağı denilen dağın eteğinden geçen Antep yolu üzerine karargah kurdu. Kendisini ziyarete gelen köylülere: "Düşmanı vatanımıza koymayalım!" diye nutuk verdi. O sırada kendisini dinleyen ve yüreğinde gayret ve vatan aşkı olan Kilis'e bağlı Cercik köyünden, Maruf Oso dedelerden Mehmet oğlu Temir Özdemir de hazır bulunuyordu. Köyüne dönen bu fedakâr adam, kendi köylerinde ve etraf köylerde kendi kendilerini cesurlukları ile herkese tanıtmışlardı. O sırada Temir Özdemir, kendi adamlarını başına toplayarak Şahinbey’in yanına geldi. "Emrinize geldim." diye kendisini takdim etti. Şahinbey ona teşekkür etti ve alnından öptü. İlk olarak en ilerideki cepheyi kendisine verdi. Emri alan Temir Özdemir, çetelerini alarak düşmanın geleceği yere hareket etti ve gelecekleri yolun üzerine mevzi alarak düşmanın gelmesini bekledi. İşte Fransızlarla ilk karşılaşan bu Temir Özdemir olmuştu. Şahinbey: "Oğlum Temir, evvel Allah size güveniyorum." diye harbe yolladı. Bunlar ise müdafaalarını yapa yapa Elmalı Köprüsü'ne kadar geldiler. Fransız kuvvetleri burada çok sıkıştırılmış ve şaşırmış bir duruma gelmişlerdi. Bu şiddetli çarpışmada çetelerin mermileri bitmişti. Dağılmış bir vaziyette kalmışlardı. Şahinbey, köprüye mevziini almış. Temir Özdemir de üstündeki tepede sen mevziini al diye emir vermişti, yalınız ve tek başına Şahin'in yanında bulunan Temir’in küçük kardeşi Mustafa Özdemir ile düşman nakliyesini durdurmuşlardı. Fakat bu sırada bir ses duyuldu. Temir Özdemir kardeşi olan Mustafa’ya: "Bak, bu ses nereden geliyor? diye emir verdi. Kendisi de müdafaasına devam etti. Bu sırada Temir’in cephanesi bitmiş bir vaziyette idi. Bu haberi getiren kardeşi Mustafa’ya: "Sende mermi varsa bana ver." dedi. Fakat bu küçük kahramanda da kalmamıştı. O sırada etrafına bakan Temir cephede kendisi ile yanında bulunan kardeşi Mustafa Özdemir’den başka kimseyi göremeyince tüfeğinin şişini çekerek başındaki külahına taktı ve yukarı kaldırdı. Bunu gören düşmanlar kendisine ateş etmişti. Bu sırada yanında bulunan küçük kardeşi Mustafa: "Niye böyle yapıyorsun?" diye sordu. "Hiç olmazsa düşmanın mermilerini boşa sıktırmak için böyle yapıyorum." dedi ve hakikaten de çok mermi sıkmışlar ve böylece çok defalar bu hareketi tekrarlamıştı.

O sırada bir ses duyuldu. Sol tarafında bulunan köprünün üzerine kendisini çağıran Şahinbey: "Gel oğlum gel Temir, bu düşmanı Antep’e bırakmayalım." diyordu. Kendisi de köprü üzerine çıktığı bir sırada şehit oldu. İşte ilk yanına gelen ve Şahinbey’e yetişen çok kıymetli arkadaşı Temir Özdemir oldu. Kaputunu üzerine örttü. Ruhuna birFatiha okuduktan sonra yanındaki küçük kardeşini alarak Şahinbey’in baş ucundan ağlaya ağlaya ayrılmışlardı. Bozgun ve üzgün bir vaziyette köyüne dönen Temir Özdemir’i karşılayan babası, akrabaları ve köylüsü Temir’in gözlerinin yaşlı olduğunu görünce kendisinin silah arkadaşı olan ve şehit düşen Şahinbey’in matemine hep beraber katılmışlardır. Memleketine ve köyüne çok hizmeti olan bu fedakâr kıymetli adam Temir Özdemir ise seferberlikte Rus Cephesi'nde de çok yararlılık göstermişti. İşte bu cesur adam, 1953 yılına kadar köyünde kalarak 1953 yılı içinde Gaziantep’e kardeşleri ile birlikte göç eyledi. Şimdi ise Gaziantep’in Şenyurt mahallesinde oğlu ve Mehmet Özdemir ile ve kardeşleri ile oturmaktadırlar. Cephede yanında bulunan küçük kardeşi Mustafa Özdemir halen hayatta sağ olup oda Şenyurt mahallesinde oturmaktadır. Kendisi ise (23 Nisan 1957) günü hakkın rahmetine kavuştu. Merhumun kendisine Allah’tan rahmet dileriz.