Gaziantep ileriden beri birçok büyük zevat, bir çok âlim ve şair yetiştirmiştir. Bunlardan, isimleri kitaplara geçmiş olanlar herkesin malûmudur: Aynî, Mütercim Asım, Münif Paşa, Hasırcızâde gibi.. Fakat Gaziantep’ten çıkmadıkları için isimleri her tarafa yayılmamış olan nice büyükler vardır ki bunları tarihin meçhuliyetinden çıkarıp şahsiyetlerini aydınlatmak mühim ve ağır bir işti. Mehaz yokluğu, bu işi yapmak isteyenleri ancak halk dilindeki rivayetlerden ve şurada burada bulunabilen yazma eserlerden yardım almak zaruretinde bırakıyordu.

İşte Halkevimizin Dil, Edebiyat Tarih Şubesi mümessili ve Kurtuluş Mektebi Başmuallimi Şakir Sabri Bey cidden güç olan bu işi üzerine alarak "Gaziantep büyüklerini" tetkik etti. Parça parça neşredilmiş olan mumaileyhin eseri kitap halinde ayrıca tab' edilmektedir. Buraya o kitaptan bazı şahsiyetleri alıyoruz. Haklarındaki tetkikat da ihtisar edilmiştir.

1- Aynî Bedriddin ebi Muhammed Mahmudülaynî

Gaziantep’in Yazıcık semtindeki Ömer Şeyh Mahallesi'nde doğarak tahsilini evvelâ Antep’te, sonra Mısır'da yapan ve şöhreti dünyayı tutan bu büyük adamımızla ne kadar övünsek hakkımızdır. Akdilceman fi Tarihi Ehlizzamân adlı Tarih-i Kebir'i yirmi dört cilttir. Beher cildi 800 sayfadır. Eserin metni Arapçadır. Kitaptaki tefennün, Aynî'deki kudretin bir aynasıdır. Şöyle ki:

Kitabın birçok maddeleri; bugünkü ilmi heyet ve tabakatın yeni nazariyelerine tevafuk ettiği gibi, ilm-i hayvanata ait kıymetli tetkikler, coğrafyaya müteallik istifadeli bahislerde vardır. Fransa Encümen-i Daniş'inin kararı ile Ehli Salip Muhare­belerine dair olan eserlerin metin ve tercümeleri neşr olunduğu zaman, bu tarihin bir kısmı da metin ve tercümeleriyle beraber tab' ve neşrolunmuştur. (Şerh-i Buhârî) namıyla Buhârî'ye on büyük cilt şerh yazmıştır. Bu eser, İstanbul’da tab' ve neşredilmiştir. Bundan başka yirmi eseri daha vardır, Aynî, ilim ve irfan âleminde erişilmez bir şahikadır. Onun hayatını ve eserlerini tetkik için ciltler kitap yazmak lâzım.

2- Aynî Abdurrahman Efendi

Antep’te yetişen ulemadan fazıl bir zattır. Şam kadısı iken istifa ederek 893 tarihinde vefat etmiştir.

Telifatı:

1-Şerhüddürer.

2-Şerhünnihaye.

3-Şerhüşemsiye.

4-Manzûmetü'd-Dürret'ül-Müdiyye fi'l-Lügatü't- Türkiye.

Son eseri lügat ve tarihi edebiyatımız için mühim eserlerdendir.

3-Şah Veli Antabî (Şah veli bini Kaya Naibi askeri)

Ulemadan değerli bir zattır. (Gunyetü'l-Musallîn) isminde Arapça mufassal bir (Vird-i Settâr) şerhi vardır. Bunun bir nüshası Üsküdar’da "Nasuhî" Kütüphanesi'ndedir. İkisi bir mecmuada olmak üzere (El-Kevâkibü'l Mudi'e fi't-Tarikâti'l- Muhammediyye) adlı mensur ve (Risâletü'l Bedriyye fi't-Tarikâti'l-Mardiyye) adlı manzum eserleri "Ayasofya" kütüphanesindedir. 1.000 Tarihlerinde vefat etmiştir.

4-Nuri Mehmet Paşa

Nuri Mehmet Paşa, 1177 tarihinde Antep’te doğmuştur. Antep’te Battal Ağa ailesine mensuptur. Çok kuvvetli bir zekâya malik olduğundan, tahsilini yirmi yaşına kadar bitirerek bu yaşta hüner ve zekâsı ile temayüz etmiş ve iktidar mevkine geçmiştir: 1196 tarihinde mirlivalıkla ve 1199 tarihinde de mirimiranlıkla Antep Mutasarrıfı olmuştur. Birçok siyasî maceralardan sonra; 1205 tarihinde ve yirmi sekiz yaşında, Halep Valisi Divrikli Köse Mustafa Paşa tarafından Antep’te idam edilmiştir. Nuri Mehmet Paşa kuvvetli âlim ve şairdir.

"Ah ilişti kâkili dildare bir ben bir gönül

Şaneveş olmaktadır, satpare bir ben bir gönül" diye başlayan gazel onundur.

5-Mehmet Münip Efendi

Ulemadan fazıl bir zattır. Antep’te doğmuştur. Ömrünün sonlarında Medine’ye giderek 1219 tarihinde (Asîhurma) denen mahalde vefat etmiştir.

Aruz, fıkıh, hadis ve sair ilimlere müteallik sekiz mühim eseri vardır.

Devrü'l-âlâ, Mefâtihü'd-dürriye, Ara'is şerhlerini havi bir mecmua; Yahya Efendi Kütüphanesi'ndedir.

6-Mütercim Asım Efendi

Dillerde destan olan meşhur bir âlimimizdir. Alet ilimlerini; vatanı olan Antep ulemasından "Ömerzâde Hafız" ve "Hacı Hasan" Efendilerden; âli ilimleri de "Hoca Necip Efendi'den" tahsil etmiş, şiir ve edebiyatı da pederinden öğrenmiştir.

Asım Efendi'nin yedi mühim eseri vardır.

Asım Efendi, 1230 tarihinde Üsküdar’da, Nuh Kuyusu'ndaki evinde vefat ederek Harmanlıktan Miskinlere giden yolun sağ tarafındaki set üzerine defnedilmiştir.

7-Necip Abdullak Efendi

Kamus mütercimi meşhur Asım Efendi'nin ustasıdır. En güzide ulemadandır. İptidaları memleketi olan Antep’te tahsil ettikten sonra meşhur "İsmail Konevi’nin" derslerine devam ederek akranına faik bir surette icâze almaya muvaffak olmuştur. Az zamanda kazaskerlik payesine yetişmiştir. 1238 tarihinde ikamet ettiği Aydın’da vefat ederek Eski Yeni Cami Kabristanı'nın caddeye nazır olan cephesine defnedilmiştir.

Mahvolmayınca çirkî seva kalp olur mu saf

Saffet gelir mi bir suya ta kimi durulmadan

beyti kendinindir.

Arabî, Farisî, Türkî lisanlarındaki iktidarı şayanı hayrettir. Muhtelif ilimlere ait sekiz mühim eseri vardır.

8-Raşit Efendi

Divan kitabetlerinde bulunmuş, kıymetli bir şairimizdir. Raşit'in, gazellerine hayran olmamak elden gelmez. Ayntap’ta mevcut cönklerde bugün tarihi edebiyatımız için numune teşkil edecek birçok gazellerine tesadüf edilmektedir.

Zamanı vuslatı canan ne an idi geçti

Ne mutlu gün ne mübarek zaman idi geçti

diye başlayan bir gazeli bu cümledendir.

Raşit Efendi, 1239 tarihinde Yeniçeri karışıklığında şehit edilmiştir.

9-Saip Efendi

"Küllüoğlu" ailesine mensuptur. Antep’te müftülük yapmıştır. Âlim ve şairdir.

Hilâlin üzere eğdir tacım şahane mahane

O bir çifte kılıçtır çal anı irane mirane

beyti; meşhur ve çok sanatlı bir gazelinin ilk beytidir. Saip Efendi, 1248 tarihlerinde yaşamıştır.

Saip Efendi, şair Şevket'in dayısıdır.

10-Şevket Efendi

Bu zatta (Küllüoğlu) ailesine mensup bir aruz şairidir. 1248 tarihlerinde yaşamıştır. Dayısı Saip’le hemasırdır.

(Fotoğraf): Ahfadı nezdinde bulunan, bu fotoğraf şair Şevket Efendi'nin olduğu zannedilmektedir.

Şevket yürü var derdine yan böyle Felek bu mısrası Şevket’indir.

11-Aynî Hasan efendi

Aynî (Hasan Efendi) [1756 - 1737], on dokuzuncu asrın başlarında şöhret bulmuş Türk şuara ve âlimlerindendir. Anteplidir. Babıâli'de Arabi ve Farisî hocası imiş; zamanında lisan bilgisi kuvvetli olarak tanınmış olacak ki kendisine "Mümeyyiz-i Şuara" lakabı verirlermiş. .

İstanbul’da ölmüş ve mensup olduğu Galata Mevlevihânesi'ne gömülmüştür.

Şiirlerinin en güzeli ,insan hayatı hakkında felsefî mutalaaları taşıyan Sakinâme'sidir. Gazellerinden ve tarihlerinden mürekkep bir şiir mecmuası vardır.

"Nazmü'l-Cevâhir" ismiyle bir de manzum lügat kitabı vardır. Bu kitap hakkında Fransızca İslam Ansiklopedisi, Peygamberin methine ait manzumeler diyorsa da yanlıştır ve böyle yazan müsteşrik, her hâlde lügat kelimesini Arapça harflerle benzeri olan nat şeklinde okumuş olacaktır. Bu kitap basılmıştır.

-Meşhur adamlar Ansiklopedisi-

12-Hamit Efendi

Mütercim Asım Efendi'nin oğludur. Şuaradandır. Arabî ve Farisî ilimlerinde mahareti vardır.

Şevki gül sadber kızarın ile Hâmit

Oldu hele bir bülbülü gûyayı muhabbet

beyti kendinindir.

Bir müddet Babıâli karşısında Beşir Ağa Camii'nde isteyenlere Arabî ve Farisî'den ders vermekle meşgul olmuş. Sonraları Üsküdar’da uzlet köşesine çekilmiş ve müptelâ olduğu Raşe illetinden kurtulamayarak 1258 tarihinde vefat etmiştir.

13-Abdülhamit Efendi (Kara Mollazâde)

Fuzelâdan bir zattır. 1278 tarihinde vefat ederek Antep’in (Kurban Baba) eteğindeki kabristana defnedilmiştir. Eserlerinin en mühimi fıkıhtan meşhur (Tahtavî) şerhinin tercümesidir. Yedi cildi matbudur. Feraize müteallik olan sekizinci cildi gayi matbudur. (Ne-catül musallin) adlı mühim bir eseri daha vardır.

14-Kâtip Mustafa Efendi

Kuvvetli bir fakihtir. 1279 da Antep’te vefat ederek (Topalak Taş) mahalline defnedilmiştir.

Fıkıhtan meşhur "Mültakı'l-Ebhar" nam kitaba, dört ciltten ibaret bir şerhi vardır. Bunun adı İntihabü'l-Fukaha'dır. Eski ebcet hesabıyla bu isim, bu kitabın telif tarihini göstermektedir. Cihadiye isminde bir risalesi de vardır. Eserleri gayri matbudur.

15-Aydî baba

227 tarihinde Antep’te doğmuştur. Mürettep ve gayri matbu bir divanı vardır. Şiirleri serapa tasavvuftur.

Acep halat imiş aşkın beni rakkasa döndürdü.

mısrasından; Aydî babanın sanki elektrik vantilatörü gibi fırıl fırıl dönen bir meczubu İlâhi olduğu derhal anlaşılır.

Aydî babanın gazel ve koşmalarını, bütün bu muhit halkı bilir; merhum 1282 tarihinde 55 yaşında vefat etmiştir.

Ben Aydîyim ne var canım feda kıldımsa canana

Kim verdim cümle varım aşkın aldım hasbeten lillâh

beyti; yanık bir gazelinin matalâıdır.

16-Kadri Paşa

1249 tarihinde Antep’te doğmuştur. Pederi, Kıbrıs mutasarrıfı (İshak Paşa) Antep Nakibi'l-Eşrafı Emin Efendinin oğlu ve Mütercim Asım'ın kardeşidir. Büyük dedeleri Şeyh Semerkandî'dir. Kadri Paşa, muhtelif tarihlerde Babıâli Tercüme Odası Hulfalığı, Tanzimat Meclisi Âlisi Mütercimliği, rütbe-i saniye ile Girit vilâyeti Kethudalığı, Meclis-i Hazain Başkâtipliği, Meclis-i Ahkâm-ı Adliye Kavanin ve Nizamat Dairesi Başkâtipliği, rütbe-i ula sınıfı evvelliği ile Bahriye Meclisi Daİresi Reisliği, Bağdat ve İran hududunda fevkalâde bir memuriyet, Şûrâ-yı Devlet Azalığı, Nafia, Bahriye ve Ticaret Müsteşarlıkları, Şehir eminliği, Şûrâ-yı Devlet Reisliği, Sivas Valiliği, Bağdat Valiliği, Dahiliye Nazırlığı, Ticaret ve Maadin Nazırlığı, Sadrazamlık, Edirne Valiliği yaptıktan sonra 1300 tarihinde Edirne’de vefat ederek Sezai Dergâhı'na defnedilmiştir. Türkçe, Arapça, Farsça, İngiliz ve Fransızca lisan ve edebiyatlarına vakıf, yeni fenleri bilir âlim, edip, terakkiyi sever, istikametli bir zat idi.

17- Hafız Mehmet ağa (Hasırcı zade)

Varlığı Antep’i dolduran bir şairimizdir. Antep halkı bu zata "Ağa merhum" derler. Ağa merhum; hiciv ve tarihçilikte (Antep’in Sururisi) hazır cevaplıkta ve tuhaflıkta Antep’in "Nasraddın" hocasıdır. Bugün büyük küçük bir tek Antepli yoktur ki (Ağa merhum)' un birkaç gülünç fıkra veya vakasını yahut mısra ve beytlerini bilmesin. Hele Temmuz'a tesadüf eden bir Ramazan hakkındaki:

Emri Haktır buna bir şey denmez

Bu sıcakta Ramazan da yenmez

beyti ne kadar meşhurdur.

Ağa merhum, sağlığında bütün memleket halkı tarafından o kadar sevilir; o kadar sevilirmiş ki aile taassubunun en koyu bir devrinde, en belli aileler kendisini seve seve kabul ederler ve bundan bir şeref duyarlarmış.

Hasırcızâde merhum, müteaddit defalar İstanbul’a seyahat etmiş; orada birçok vüzera, üdeba ve şuara ile tanışmıştır. O tarihlerde İstanbul’da sadrazam bulunan Keçecizâde Fuat Paşa'ya, kendi kendini prezante eden:

Hakipaye ferşiru etmek için amadeyim

Muktezayi tıynetimdir ben Hasırcı zadeyim

beyti meşhurdur.

Hasırcızâde; 1218 tarihinde Ayntap’ta doğmuş ve:

Eceel dürdü Hasırcı zadenin tuman ömrün ah

mısramın gösterdiği üzere 1304 tarihinde Antep’te vefat etmiştir. Mürettep ve gayri matbu divanı vardır. Bu divan veresesi nezdindedir.

18-Mazhar Efendi

Antep’te (Küllüoğlu) ailesine mensuptur. Kuvvetli bir aruz şairimizdir. Hisleri incedir. Gazellerinde, onun yanık ru­hunu yakan bir aşkın alevi var.

Yok şu mihnethanei âlemde bir hem dem bana

Derde bak yarı kadim ancak bu derdi gam bana

beyti bir gazelinin matlaıdır.

Mazhar efendi, 305 tarihinde 39 yaşlarında çok yazık ki genç olarak vefat etmiştir.

19-Halil Rıfat Efendi

Halil Rıfat efendi, 1245 tarihinde Antep’te doğmuş ve 1310 tarihinde vefat etmiştir. Kuvvetli bir şairimizdir, aruz vezninde birçok şiirleri, kasideleri, terkip ve terciibentleri vardır. Hece vezninde de yazmıştır.

Bugün; Antep münevverlerinin ileri gelenlerinden Zeki Bey; Halil Rıfat Efendi'nin oğludur.

Merhumun eserleri gayri matbudur.

20-Münif Mehmet Paşa

Antep’imizin medarı iftiharı bir âlim ve şairdir. Maarif ve Ticaret Nazırlıkları ile İran Sefareti'nde bulunmuştur.

Türkiye’de mektepçiliği ilk tesis eden bu zattır denebilir. 1328 tarihinde Eren köyünde vefat etmiştir. Beş matbu, yirmi iki de gayri matbu eseri vardır.

(Fotoğraf):Münif Paşa Merhum

21-Hasip Dürrî Efendi

Hasip Dürrî Efendi, 1260 tarihinde Antep’te doğmuş; 1331 tarihinde vefat etmiştir.

Dürri Efendi bugüne kadar Antep’e gelip geçen şairlerin en kudretlisidir. Tabiatı çok veluttur. Şiirlerinde, yaşadığı zamanı tamamı ile yaşatmaya muvaffak olmuştur. (Zübdetü'l-Feraiz) adlı feraiz ilmine dair matbu bir eseri vardır. Bu eserde feraiz ilmini şiir kisvesi altında ne cazip bir ilim yapmıştır.

Kumandanı ecel teşrif edince

Bedel almaz nizamı gayet ince

Mal için dinini etme yağma

Mahkeme kâtibi hazırdır ha

Sağlığında bilmeyenler ismini

Sonra elde gezdirirler cismini

beytleri hep Dürrî efendinindir.

Dürrî Efendi'nin şiirlerinden mühim bir kısmı, Halkevimizin Muhterem reisi Ömer Asım Bey tarafından son zamanlarda toplanarak Halkevi Dil, Edebiyat, Tarih Şubesi Neşriyatı meyanında tab ve neşredilerek memlekete kıymetli bir kitap kazandırılmıştır.

22-Halil baba (menşurî)

246 tarihinde Antep’te doğmuştur. Aruz ve hece vezinlerinde bir çok şiirleri vardır.

Geldi sahni çemene bülbül şeyda bu gece

Kıldı feryadü fiğan eyledi ihya bu gece

matlâli gazel onundur.

Halil Menşurî, 331 senesinde 85 yaşında vefat etmiştir.

23-Abdullah Necip Efendi

Gaziantep’in çok zekî bir âlim ve şairidir. 1259 tarihinde Antep’te doğmuş ve merhum Abdullah Edip Efendi tarafından yazılan:

Mevti âlem gibidir mevti Necip

tarih mısrasının ifade ettiği üzere 1337 tarihinde vefat etmiştir. Merhum, riyaziye ve felekiye ilimlerinde çok kuvvetli idi. Bu ilimlerin bizde menfur olduğu bir zamanda bu kötü zihniyeti tepelemiş ve her ne pa­hasına olursa olsun bu hayatî ilimleri tahsil etmiştir. Arabî ve Farisi’de çok kuvvetliydi. Merhumun mürettep ve gayri matbu bir divanı vardır. Bu divan, bugün cenup vilayetlerimizin en ehliyetli bir doktor ve operatörü olan oğlu Mecit Bey'in nezdinde mahfuzdur. Merhumun bir oğlu da bugün Temyiz Muhakemesi Üçüncü Hukuk Reisi Sait Bey Efendi'dir. Her ikisi de memleketin şayanı iftihar evlâtlarıdırlar.

Abdullah Necip Efendi'nin bir gazelinden:

Aman ey dil yanaşma zülfü piçapiçi Leylâye

Ne lâzım Kaysveş pabeste olmak kaydi zincire

Tulun Afitabı hüsn ile bitti şebi fırkat

Şuai şemsi vuslat başladı afaki tenvire.

Diğer bir gazelinden:

ihafe eyleme dargın bakıpta gönlümüzü

Kül etme ruhleri ateş yakıpta gönlümüzü

Kebabı menedip ey Şeyh efendi kıyma bize

Çevirme siyhi cefaya takıpta gönlümüzü.

(Fotoğraf): Abdullah Necip Efendi

24-Abdullah Edip Efendi

Abdullah Edip Efendi, 1272 tarihinde Antep’in Çukur Mahallesi'nde doğmuş; 1927 milâdî tarihinin 23 İkinci Kânun'unda bir serseri tarafından şehit edilmiştir.

Merhum, kuvvetli bir Arabî ilimler âlimi idi. Şiirleri de zararsızdır. Yedi adet te’lifi vardır. Bunlardan matbu olanları:

1-Muhtasar dimainnisa,

2-Usulü akise tercümesi

3-Din yolunda

kitaplarıdır. Diğer dördü de gayri matbudur. Şiirleri; oğlu Şakir Efendi'dedir.