Elhasıl, bu şehrin methinde lisan kasırdır.

Bunda olan ulemanın vefreti bir diyarda yoktur .... Reşit ve necip sıbyanı olur.... Gerib dost, erbabı marifetten, halim ve selim halkı vardır. Bir muhabbet ve müsveddece üzere ihtilât ederler; kim sair büldan kavmi onlara gıpta ederler. Ve her hanede bağ ve bağca ve havuz ve şadrevan selsebiller revan olup gûnagün servi, çınar ve limon ve turunç ... ile müzeyyen bir şehri şirindir. Âbu havası lâtif, şehri azimdir ... ve bu şehrin âbu havasının letafetinden halkın renk ve ruyları hamret üzeredir. Keferesi yoktur .... ve cümle hanedir .... ve 8067 toprak ve kireç örtülü mamur ve âbadan saray-ı âlîlerdir. Nice hanları dahi vardır. Cümle çarşı, pazarı taştır... Nehri Sacur, Batal höyük nam mahal altından huruç edip ... Halep şehrine revan olur .... Uşrü sultanî verir. Yetmiş bin müseccel bağdır ve doksan üç kere yüz bin ve kırk altı bin tiyektir. Ve cümle canib-i erbaisinde dağlar, bağlar ve halkı sağlardır ... ve cümle halkı şirin yediklerinden şirin söylerler.

Elhasıl, bu şehrin methinde lisan kasırdır.

Gaziantep tarihini hazırlamakta olan Ankara Arkeoloji Müzesi Müdürü Bay Hikmet Turhan, Gaziantep’e dair bir çok vesaik toplamış bulunuyor. Bunlar arasında Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nin Antep hakkındaki sahifeleri de var. Bilâhare tarihte intişar edecek olan bu sahifeleri şimdiden broşürümüze alıyoruz:

Evliya Çelebi Seyahatnamesi, cilt: 9, s.79. Beşir Ağa Kütüphanesi, numara 452.

(Üstteki Revan Köşkü nüshası ile karşılaştırılmıştır.)

Kadîm-i evvelde, Kayseri Rum şehirlerinden bir şehri kadîmdir. Bâdehu Hazreti Ömer Radıyallahü anh hazretlerinin zamanı saadetlerinde (hilâfetlerinde) otuz bin Arap askerine Esvet ibni Mıkdad[1] hazretleri serdâr-ı muazzam olup bu Antep Kalesi'ni yedi ayda Vere [2] ile Çimçime [3] padişahın elinden fethedip, Çimçime cümle askeri ile Maraş’a varıp dârülkarar edeyim sandı. Alelakap Maraş'ı dahi Çimçime Şahı'ndan alıp kararları Dârülbevar [4] oldu. Ve vilâyeti Ayıntap dârülislâma zammolup günbegün mamuru âbadan olup teessüsüne (manası anlaşılamamıştır) tarihinde Sultan-ı Mısır Tahir Her Baybers hükmünde idi. Biemrillah, Tahir Baybers dâr-ı bekâya rihlet edince hilâfet [5]âli Zülkadriye'ye nasip olup Sultan Alaiddevle Maraş ve Antep ve Halep sultanı oldu. Ama esas devletleri zayıf olmak ile ol asırda İspanya küffarı fürce [6] bulup Kudüs, Şam’ı ve Halep'i, Antep’i istilâ etti. Seksen bin küffâr-ı şeyatin ve tevabi-i me'alin ve lâin ile Antep’e karip Tumtum [7]Ovası nam mahalde Kara heyme ve hargâhları [8] ile mezbur Çeragâhta [9] bibak ü biperva [10] meksedüp [11] Antep'ten bî-yüşerâ eder­lerdi. Beri Maraş canibinde Sultan Alaiddevle cümle âyan ve vüzera ve vükelâsı ile meşveret edüp:" Aya bu kâfiri bedkârı nice dünya sahifesinden vücutların hakkedelim."[12]buyurduklarında meğer bir akıl-ı dânâ, kâr-ı âzmude bir ihtiyar veziri var idi. Hile ve füsünda mahir ve reyü tedbirde kahir idi. Ser ağaz [13] edüp:

Serefraz-ı cihan olmak nedenlû hun feşanlıktır.

Sipahiler içinde hile dahi pehlivanlıktır.

Deyu bu ebiyatı terennüm ettikte Sultan Alâiddevle:" Bu fende cümle rey ve tedbir senin olsun, hemen iş gör." diye ferman etti. Veziri hümanazir serbezemin [14] edüp tedbir ve tedârike şürû etti. Meğer Alâiddevle'nin yedi şehbaz tüvana şehzadegânları var idi kim yedisi yedi iklime sipahsaları [15] muazzam olup ekâlim-i seb'ayı seb’ai sayyârevâr devran edüp ganimin (salimin) merkezlerinde kutbu deccal [16] misal sabit olmaya istihkakları var idi. Filhal, yedi şehzadeye yidişer bin müsellâh ve mürettep esbi sabareftarlı [17] asker verüp ve her birine yedişer kat mihterhâne [18] verüp alem ağyardan bîha­ber iken ve cümle küffar Tumtum sahrasında mest medhuş iken yedi şehzade yedi koldan ve koca vezir sekizinci koldan cenk tablına turralar [19] ve nefir, [20] kös [21] ve nakkareler[22] zarblar urulup, yedi şehzadenin her biri kûh-ı şecaatte Sam ve Neriman ve vadi-i heybette yedi başlı sûban [23] misâl olup, vakti şafiide [24]yek dil yek cihet turfatülayn [25] içre sada-yı Allah Allah'a reha buldurup (Kassabı cömerd küçeği misal) küffare öyle bir dendanı tiyğ çekerler kim sahrayı Tumtum cesedi insan ile şeceri vakvak [26] ziline dönüp ol feza derya-yı hûn olup bakiyyetü's-süyuf olan küffar-ı duzah-karar Ayıntab'a firar edüp "geldi geldi ha" deyüp Ayıntab'a müstevli olan küffar dahi G.Antep'te karar edemeyüp Ayıntab'ın hâli ve muattal bırakıp Antakya'ya firar ettiler. Andan yedi şehzade yedi yarığaran Ayıntap'ta karar edip yine ibadetgâhlarda âyin-i Muhammedî olup nice mülûklar mutasarrıf olmuştur.

Bâdehu 921 tarihinde Sultan-ı Mısr El-Melik'il Gavri hükmünde iken Sultan Selim Şah-ı evvel Mısır fethine giderken savlet (heybet) şehinşahinin bîm-urûbundan [27]922 tarihinde Ayıntab'ın kale miftahları Yunus Paşa destiyle padişahı cemmi azamate teslim edup, Maraş eyaletinde sancak olunmak ferman olundu. Paşanın tarafı padişahdan hası hümayunu 245130 akçadır. Cümle hasları subaşılıktır. Bunlardan senevi cürüm cinayeti ve salp siyaseti ve badühavası ile bervech-i adalet kırk altı ve elli bin kuruş hasıl olup beş bin akçada bir cebeluları ile cümle sekiz yüz asker olup memur olduğu sefere gider. Ve sancağında 9 serbest zaaamet ve 119 adet tezkireli tımardır. Bunlar dahi kanun üzere cebeluları ile iki bin asker olup Alaybeyisi ve Çeribaşısı sancağı altında mevcud bulunmak şartile sefere is terler ve paşasının ordusunda konup göçerler.Ve sipah kethüda (yeri ?) ve yeniçeri serdarı ve dizdarı(1) ve neferatı ve Şeyhülislâmı beş yüz akça molla payesi ile sancaklı aba taşır ye Nakibüleşrafı ve âyân ve eşrafı ve ulema ve sulehası ve eimme ve hutabası ve meşayıhı vardır ki bunda olan ulemanın vefreti bir diyarda yoktur ve beş yüz akça payesiyle şerifi kazadır. Mevleviyettir ve nahiyesi cümle 107 kuralardır. Senevi on iki bin kuruş hasıl olur ve tahti eyaletinde cümle kazadır. Evvelâ kazayı tahti Ayıntab ve kazayı Tılbaşar ve kazayı Birecik bir konak baiddir.

Şehri Ayıntab cümle 32 mahalledir ve 8067 toprak ve kireç örtülü mamur ve âbadan sarayı âlilerdir. Ve cümle 840 adet mihrabdır. ve cemaatı kesireye malik Araste meydanında Boyacıoğlu Camii'dir. Ve uzun çarşı içinde Tahtalı Camii gayet musanna ve müferrah binayı âziynı, kübbei âlileridir. Ve mihrab ve menberi tarafı kadim ve dilküşa camidir. Ve iki kapusu var. Biri sağında çarşuya nazır ve biri kıble kapusu üzerindedir. Tarihi budur:

Ammere hazel camiuşşerifi lilenam

Osman paşa emirül ümerayı kiram

Vakae tarihehu min hatifi gaybül enam— sene 971

Mescidün essese alettakva ve bililham — sene 986(*)

Ve Bey Camii din kapusu üzere celi hatile: Lâilâhe illallah Mehammedürresûlullah ve anıtı altında yine beyaz mermer üzere böyle merkum ölmüştür:

Tarihü balâ

Çünkü etti ol kerimü ol muta

Bu bina hatmin müyesser (yek rüba)

Geldi banki tarihi için bina

Cennet oldu bunun ahiri biniza

Ve Tabahane (Dabağhane) cisrinin karşu canibinde Ali Nacar Camii ve onun kurbünde Eyyupzâde Camii ve Hayık Baba Sultan merkadi kurbünde Molla Ahmed Camii ve yine ana karib su kenarında Müftü Camii ve Dayrıncak Camii ve Alay bey Camii ve Pişmaniye Camiİ ve Şehreküstü'de Ağa Camii ve Ramazan Efendi Camii ve Şeyh Efendi Camii, Tabahane (Dabağ­hane) Camii, Handaniye Camii, Sultan Alaiddevle Camii ve İçkale Camii bunlardan maada yüz kırk mihraba varınca mesaciddirler. Ve har camide birer medreseden maada cümle medresedir. Ve her birinde birer mescid mukarrerdir ki cemaatle anlarda dahi ibadet olunur.

Evvelâ Medrese-i Mihaliye (1)[28] ve Ali Nacar ve Medrese-i Tahtalı (2)[29] Ve Balı Paşa'nın Şeyh Medresesi ve Molla Ramazan Medresesi ve Tabahane (Dabağhane) Medresesi meşhûru afak hayratı azim ve evkafı kadim medreseler bunlardır. Maada onar, on beşer hücreli bu kadar kârkir binayı azimler değildir ve yedi adet darülhadisler vardır. Bazı camilerde dersiâm (hasbiler etmeyup?) hıfıs kıraati tilâvet olunur. Kurrâları vardır ve yüz kırk mektebi tıflı ebced havanı vardır ve reşid ve necip sıbyanı olur.

Paşa Hamamı abü havası ve binası lâtif ve bisati asbalları pâk beyaz dellâki dilberanlı [30] hamamı ruşinadır ve Sultan Hamamı ve Naip oğlu Hamamı dibindedir. Ve Tabak Hamamı ve Pazarcık Hamamı ve Şeyh Hamamı ve merdiven ile inilir. Çukur Hamam ve Hengâme Hamamı [31] ve Patızır Hamamı ve Mücellede Hamamı [32] ve Keyvan Bey Hamamı, Pîyale Paşa Hamamı ve kurbünde Tüffahiye Hamamı ve Beşbaş Hamamı ve Kala hamamı gâh işler gâh muattaldır. Üç yüzden mütecaviz serayi haslar hamamı vardır ve cümle 3.900 dekâkin suku sultanîdir ve iki bedestanı vardır. Emma Uzun çarşusI, Saraçhanesi alet tertip bina olunmuş üstleri örtülü kârgir ve metin ve müzeyyen dekâkinlerdir. Ve cümle yetmiş çeşmedir ve onlara dahi ihtiyaç yoktur. Zira haneden haneye nehri ayni hayat cereyan etmek mukarrerdir ve her hanede bağ ve bağça ve havuz ve şadırevan selsebiller [33] revan olup gûnagûn servü çinar ve bidi sernigûn [34] ve kavak ve limon ve turunç ve sair eşcar ve müsmeratile müzeyyen olmuş îremilimat misal bağ ve bahçeli ve müşebbek [35] bostan ve gülüstanlı bir vasiatülaktar ve rahisatül es’ar [36] bir şehri şirindir.

Matekaddem 1058 senesinde gördüğümüzden yedi sekiz mahalle ve nice han ve cami ve dekâkin ziyade mamur olmuş ve hamdi huda dahi mamure olmadadır. Ammerek allâhü taalâ [37] Şehir, bir düz yerde ve bazı zemini mürtefi bayırlar üzere vaki olmak ile abuhavası lâtif şehri azimdir ve cümle hanedir, emma cümleden mükellef binayı aziym Mustafa Paşa Hanı ve Pekmez Hanı, iki Tuz Hanı ve Börkçü ve Arasta Hanı ve Mustafa Ağa Hanı ve nice hanlar dahi vardır. Emma meşhuru bunlardır. Ve iki imareti vardır. Ayende ve revendeye [38] sufrai biimtinanı mahü sal (bilazvu velibal) [39] mebzuldür ve cümle kırk tekyedir. Emma cümleden mükellef ve müzeyyen imaretinde nimeti mebzul binayı lâtif mevlevihane tekyesidir.

Türkmen ağası Mustafa Ağa bina edüp Sultan Muradı rabi silâhdari Mustafa Paşa'ya hibe eyledi. Gayet binayı metin kubbei âli ve harimi etrafında kırk elli fukara hücreli ve haremi serapa mermeri ham ve ruham döşeli ve haremin vasatında aşern fiaşır havzı azim üzere kameriyelerde gûnagûn engûr huşeleri [40] avize misal zin olmuştur ve bu asitanın canibi erbaisinde olan iremi hiyabanında olan [41] eşcaratı müsmirenin şükûfeleri ve sair nebat şükûfelernıin rayihai tayyibesi insanın dimağın muattar eder, ve âyini Mevlâna günlerinde neyzenler [42] faslı nevayı uşak ederken ana nazire taşra gül gülüstanı murgustanda [43]nice hezarın hezeran nağmei köçek [44] edüp cümle ahbaba taze can bahşolur Elhasıl asitane-i Mevlâna'da böyle bir nazirgâh [45] meğer Halep'te ola. Emma bina cihetile bir asitane [46],merkadi Mevlânadan gayriye tercih olunur. Böyle bir meydanı aşıkandır. Ve bu binanın tarihi keramatı Mevlâna'dır. Kim dört yüz yıl mukaddem tarih düşmüştür ki inı’ani nazar ile bakılsa aceb keramettir.

Ol tarihi lâtif budur:

Mustafa ağay sahih hayrüra

Der dü âlem hak inayet mikünet

Keıde cayi behri Mevlânâyı Rum

Ta ki dervişan ibadet mikünet

Güft Mevlâna zibiş (piş) tariheş

Bişnev ez ney çün hikâyet mikünet

1048

Bu tarihi mısra Mesnevi şerif ibtida mısraıdır ki bu asitanei Mevlâna'ye tarih vaki olmuştur ve bir tekye dahi Tabak Efendi tekyesi ve tekye-i hocegân ve bu şehrin halkı ekseriya tarik-i hocagândır.

Elhasıl mamur ve müzeyyen şahırahları pak şehri şirindir ve cabeca suku sultanisinde Halep tarzı kârgir bina çarşılardır. Emma bu medihettiğimiz varoşu [47] azim kale içinde değildir. Emmâ her sokak başında birer tedirbe kapıları var kim her biri kale kaplılarından metin ve muhkemdir ve her birinde birer bevvaban [48] açar kapar ve her şeb cümle sokaklarında göçe göçe kanadiller ile çırağan olup dideban ve pasiban [49] ile âmade olup şebi tavilde subaşı tevabiatlar ile kol dolaşır.

Bu vasfettiğimiz şehri mamureniu ta ortasında bir kudret kayası üzere şekli müdevver bir içi kalai zibayı âlidir ve gayet metindir ve handeği kenarınca dairen mâdâr cirmi bin üç yüz adımdır ve handeği kukarşun enli ve yirmi arşunâmik kesme kaya handektir. Ve handek içinden ta kalenin esasına varınca kaplıbağa misali münharif eğri binadır. Her taş fil cüssesi misaldir ve bu kale dairen mâdâr 26 kule-i rânadır. Ve her birinde bir sanati mimarî icra olmuştur ve cümle bin bir bedendir ve bu kalenin temeli altında kesmeler kayalar içinde dairen mâdâr kaleyi ihata etmiş handeğe nazır mazğal delikleri vardır ki handek kenarında kuş kondurmaz ve bu kalenin ancak garbe nazır bir kapudur. Emma yedi kat demir kapudur. Ve her kapunun önünde gûnagûn muhayyel cenk [50] için âletler ve demir asma kafesler[51]ve paçarzeler [52] gûnagûn saçma toplardır. Bu kapu mabeynleri âlâti harp ve elvan silâhlar [53] ile restedir ve kale neferati ile pirastedir ve badi ger misali bir havadar çayı karardır ve handek kenarında olan iki kat demir kapu üzere beyaz mermerde celi hatla:

Lâilâhe illallah Muhammedürresûlullâh

Allâhümme salli alâ Muhammedi'n itham Ebubekir ve Ömer ve Osman ve Ali ve ammere hazelbab fi eyyamissultan Süleyman Han ibni Selim Han.

Tarihi fi şehri Muharremülharam seneti hamsü ve sittin ve tisamie. [54]

Tastir olunmuştur ve bu kapudan içeri yüz adım handek üzere cisirden geçip ana kale kapusudur. Anın kemeri üzere tektib olunan tarih budur:

Emere biimareti Mevlânessultan elmelikü ebünnasır Kayıtbay azze nasruhu. Sene sitte ve semanın ve semanimie min Hicretünnebeviyye.

Tahrirdir. [55]

Ve handek içine nazır dört kule-i azimler var anların «ilahi celi hatlar ile tarihleri var. Her biri de inşa eylemiştir. Tahririnde tatvili kelâm olur ve ana divar kapusunun önünde asma kepenkli tahta cisir vardır. Her şeb müstahfazan makralar ile çeküp kapuya siper ederler. Mahalden aşağı handeğe bakmağa adamın zehresi çâk olur.

Bu kapudan içeri yokuş yukarı bir kat demir kapudur. [56] Andan içeri yine yokuş yokarı bir karanlık yoldur. [57] Ol mahalde zindanı ubur edüp sol canibinde bir parmaklık çekilmiş kemer altında ziyareti Hazreti Mumhammed Gazali medfundur. Anı geçüp bu kale içi kırk hane ve bir cami ve bir hamam ve birkaç buğday anbarı var gayri çarşuyu hazardan bir imaret yoktur. Cümle aşağı şehirdedir.

Ağa ve cümle neîerati ile dizdari berkarar bunda bizari mahbustur. Taşra bağ ve bağçalara ve top menzili yere gitse katlederler. Kanunu kadim böyledir ve cebhanesi ve yetmiş pare topları iledir. Hafazakâllah gûya bu kale Halep Kalesi'nin oğludur. (Heman eyle Pereste) üzere vaki olmuştur ve böyle sevadı azime hayatı cavidan veren âbü hayat nehri Sâcur Batal hüyük nam mahal altından huruç edüp bir kolu şehrin bağ ve bağça ve bostan ve gülüstanlarına tevzi [58] edüpriyy [59] eder ve bir bölüğü şehrin ki cemi çeşme ve cami ve imaret ve medrese ve hamam ve sarayı âlilere taksim olunup maba kişi Tabahane'den ve Kalealtı'ndaki cisirden ubur edüp kıble canibine cereyan edüp Halep şehrine revan olur ve şehrin abü havasının letafetinden halkının renk ve ruyları hamret üzeredirler. Zira yazı yaz kışı kıştır, azim karlar yağar. Ol ecilden cümle çarsuyu bazarı taştır. Bu şehre Arabıstanın gelinciği deyu tavsif etmişlerdir ve ehli hikmet Arabistan hükmünde Halebişşehta civar halkı dahi eyle tefahür kesb ederler ve hakikatilhal iklimi rabidir. Arz-ı mukaddes hükmündedir ve ekseri halkı kürkü harvanî ve çuha ferace ve elvan buğa hi ve kavuk külah üzere beyaz destari Muhammedi sararlar keferesi yoktur ve mahbube zinası [60] gayet yoktur. Cümlesi ayaklarına sarı çizme ve başlarına gümüşten Surî takye üzere beyaz çarşaf bürünüp ğayet ehli perde müeddibe havatinleri vardır ve çarşuyu pazarda gezmeleri gayet ayibtir. Ve görenlerden istima ederek ol mertebe mahbubei zaman ve şemsi tabanı cihan nisvanlarr sahibü cemal ve lâtifülitidal hubmanzar ve perii peyter hadden efzun hüsnü cemal sahibi duhter naşiiküfte pakize ahterleri var imiş ve mahbub dilberanı hadden birundur. Ve şirei şirinlerinden nuş etmeğle şiri kelâm garib dost erbabı marifetten ha­lim ve selim halkı vardır ve cümle kahvehanelerde bir muhabbet ve müveddet üzere ihtilâl ederlerkim sair büldan kavini anlara gıbta ederler.

Daima bağ ve bağçada ay şü işret ederler ve çoğu da erbabı tevhid olup yahû deyüp giderler ve paşasının deri defterinde uşrü sultanî verir yetmiş bin müsseccel bağdır ve cümle dokusan üç kerre yüz bin ve kırk altı bin tiyektir diyü meşhuru âfaktır. Ve cümle canibi erbaasinde dağlar bağlardır. Ve halkı sağ’ardır. Ve bu şehrin me’kûlât meşrubatından gayri meıaduhatın beyan eder.

Evvelâ cihanıârâ kırk elvan üzümü ve nice kerre yüz bin tulum pekmezi ve Şam fıstıklı şirin köfteleri ve bağrı bastısı ve nice kerre yüz bin deve yükü Arab ve Aceme ve Hindistan'a küfteren [61] götürürler ve gûnagûn helvası bir diyarda yoktur ve cümle halkı şirin yidiklerinden şirin söylerler. Emma lisanlarında sehil lüknet vardır. Hurufura ve kâfi ve meharici hurufu eyle icra edemezler.

Limon ve turunç ve nar ve inciri ve dut ve şeftali ve zer- dalu ve kaysısı ve beyaz ekmeği ve yoğurdu meşhuru cihacdır. Ve elvan Buğacısı ve Ayıntab eğiri deri ve güdeleci şöhret şehir olmuştur ve nice bağı cinan misal bağçaları var kim gûya yalançı cihanın îremzanıdır. Emma cümleden mamur ve müzeyyen olan Musullu oğlu bağcasıdır. Elhasıl bu şehrin medhinde lisan kasırdır. Ancak vechi arzda vilâyeti vasi ve buk’alart hub ve eşyası merğub ve mezraaleri vafir ve hayrat ve berekâtı ınünkâş ve nimetleri firavan ve uyunü enharları cari ve revan Ayıntap şehri cihandır. Hafazakâllah.

Ziyaretgâhi Ayıntab: evvelâ şehrin şimalinde bir bayır üzerinde Dülükbaba, Selim Şah Mısır'a giderken rabına varup yolun kolay olsun Selim oğlan derler. Mısır'ı filan ayda alup Mekke, Medine sahibi olacak bana bir tekye yapar mısın? deyu Mısır'ın fethin tebşir ederler.

Melâmiyun ya Beklaşiyan'dan bir ulu sultanmış hakikati hal tayin eylediği günde Mısır feth olup badelfetih Selim Şah Ayıntab'a gelip Dülükbaba merhumu hulub kabri münevveri üzere bir asitanei âli bina eder ve Tabahane kurbünde Emir dede ve kale kapusu mabeyninde İmam Muhammed Gazali tabiindendir. Nice bin te’lifatı vardır. İmamı eklerdir. Emma mezheb sahibi olmağa Hazreti risaletpenah vakıasinde destur vermemişlerdir. Şafiîyyül mezheb ulu sultandır ve mutaflık edüb kifafi nefes edinirlerdi. Gazazların ve Mutatların zömü oldur ki bizim pirimiz İmam Muhammed Gazalidir derler natullah tarikındandır. Emma galattır. Pir oldur ki Hazreti risaletpenah yahut Hazreti Ali yahut Selmanı Farisî belin bağlayub sahibi seccade etmiş ola. Pir oldur. Mahallinde irad olunur ve cümle Ayıntab halkının zömü hasenleri İmam Muhammed Gazali ve biraderleri Ahmed Gazali Ayıntab Kalesi'nde metfundurlar. Tevatür ile meşhurdur ve Aliyyünnacar kurbünde Mallı Baba ve Çınar dibinde Topacık Baba ve kıble tarafında Kurbanbaba ve Aydınbaba ve Hayık Baba ve Şeyh Tabak Efendi karibü'l-asır ulemayı zahirden muhaddis ve müfessir ulu sultan idi. Duayi hayırların almış idik. Şimdi dari bakide bulduk. Ruhu şerifleri için bir hatmi şerif tilâvet edüb cümle sükkânı kurazai [62] Ayıntabın ruhaniyetlerinden istimdad taleb edüb hayatta olanlarla müşer­ref kalub on gece Ayıntab'ta zevk ve safalar edüb âyanı kibarlarından Melek Efendi ve Boşnak Ahmed Ağa ve Dizdar ve Serdar Musullu oğlu ve Haci Ağa ve Şeyh Ramazan Efendi ile vedaleşüb ve refiklar alub Ayıntab'tan kıble canibine gittik.

Evvelâ kariye-i Nurvana ve kariye-i Nafak ve kariye-i Üyücek ve kariaye-i Harpuşun andan pekmez dere ubur edüb 9 saat menzil Karamelik, bunla yüzer evli bağ ve bağçalı müslüman köyleridir.

Karamelik henüz inşa olunmuş yüz evli Türkmen köyüdür ve Ayıntab hâkindedir. Andan Keyfiz gedüğün aşarak 6 saatte Kilis'e geldik.


[1] Mıkdad İbni Esved olmalı.

[2] vere ile-şartlarla.

[3] şimdiki Cilcime köyünün aslı mı acaba?

[4] Bevarhelâk. darülbevar: dari adem, yok evi

[5] Hilâfet-saltanat anlamına kullanılmış

[6] Fürceyarık, çatlak, burada fırsat manasına

[7] Tumtum yazısı- şimdiki Tulhum ovası olmalı

[8] Har gâh- geniş yer, büyük çadır:

[9] Bibakü biperva- hiç korkup çekinmeyerek

[10] Mekis bekleyip eğlenme.

[11] Beri Maraş canibinde, beriden Maraş’ta demek

[12] Aya bu kâfiri bedkârı nice dünya sahifesinden vücutların hakkedelim; Kötü işli bu kâfirleri dünya yüzünden nasıl kaldıralım demek.

[13] Seri ağaz edip önce söze başlayıp demek.

[14]

[15]

[16]

[17]

[18]

[19] Turra-Farsça ve Arapça manalarından hiç birisi buraya yakışmıyor.

[20] Nefir-boru,asker toplamak için çalınır.

[21] Kös-büyük davul

[22] Nakkare bir nevi davul

[23] Süban- uzun yılan

[24] Vaktı şafiii-şafiiler sabah nemazını çok erken kılarlar.

[25] Turfatülayn-göz açıp yumuncıya kadar

[26] Hindastan cevizi ağacı

[27] Bim,korku,ruub dahi kurku ozama çok lügat kullanmak bir marifet idi.

(1) 1 Dizdar— kale zabiti.

(*) Anlamı şudur:

Kerem sahibi olan emirül ümera Osman paşa

Halk için bu cami şerifi imar etti

Mahlukatın göze görmiyenlerinden birisi (hatif) tarihi söyledi Öyle bir mescit ki onu gönlüne doğarak ve takva niyetile tesis etti.

[28]1-Mihaliye:Çamurcu medresesinin yanında,Evkaf tarafından satılmıştır.

[29] 2-Medresei tahtani olacak

[30] 3-Diber delakli dinmek isteyor.

[31] 4-Kalaaltında eski kaneli kahvenin garbindeki kiremit yapılan yer.

[32] 1-Mücelede hamamı- Ali galibin Karagözdeki Garajının yeri.

[33] 2-Selsebil-hafif ve leziz su asıl cennette bir çeşmenin adı.

[34] 3-Bidi sernigün dalları yere sarkan söğüt

[35] 4-Müşebbek-ağ ve kafes gibi örülmüş olan etrafı çitlerle çevrilmiş bostan

[36] 5-Rahistül es’ar-eşya fiyatları ucuz.

[37] 6-Ammereke Allahü teala- Allah daha ziyade mamur etsin.

[38] 7-Ayende ve revende-gelen giden

[39] 8-Azv lügati-cemaat manasına. İhal lüğati Ahterii kebirde yoktur. Bu terkib azve lüğatının delaletile bir çok misafirler mansına gelir diye düşünüyorum.

[40] 9-Engür huşeleri-üzüm salkımları

[41] 10-Hıyaban ağaçlı ve çiçekli, kölgeli yok.

[42] 1-Neyzen-nay çalan

[43] 2-Murğustan kuşu çok yer.

[44] 3-Köçek-küçük taze tibarede şivesizlik var.Nice hezar hezeran nağmei köçek edup demeli idi.

[45] 4-Nazirgah değil nazagarhdır:bakılacak ve bakılması değer yer.

[46] 5-Bir asitane değil bu asitane olacak Bir sehiv eseri olacak. Asitane,eşik anlamına Mevlanaye hürmet için kullanılmıştı. Asitane bir de İstanbul manasına gelir.

[47] 6-Vereş: bir şehrin kalenin dışındaki yeri.

[48] 1-Bevvaban:kapucular

[49] 2-Dideban-Gözcü Pasiban-Gece bekçesi

[50] 3-Muhayyel cenk için. İleride yapılacak cenk için.

[51] 4-Asma kafes olacak,harp aleti.

[52] 5-Paçariz olack. Çaparizden galat çaprazvari bir harp aracı olmalıdır.

[53] 6-Terkibin doğru olmasından sarfınazar enva silahlı olması daha doğru görüyoruz.

[54] 7-Bu kitabe kıymetlidir. Sonradan kayıp olduğu anlaşılıyor. Tarih kıskımın da bu kitabeden bahsolunmuştur.

[55] 1-Muharrerdir olacak.

[56] 2-Hazretin şivesi böyledir. Hep bunları bilerek kullanıyor.

[57] 3-Yukarıdakiler gibi var kelimesi yerine ‘dir’ kullanılıyor. Bu şive Farsça ve Arapçada olduğu gibi Fransızcada dahi vardır. Türkçeye uygulanmaz.

[58] 4-Tevzi etmek: tevzi olunmak yerinde kullanılmıştır.

[59] 5-riyy lüğati sulamak anlamına riyyeder, yani sular demek istiyor.

[60] 1-ve mahbubei zinası gayet yoktur. O zamanın şivesi mahbubei zinası gayet az demek istiyor.

[61] 2-Küfteri çülha tarağı ve küfişane çülha. Küfteren alaca bez olmak gerek.

[62] 1-Kuraze-Altın kesintisi