Umumî Harp'ten sonra, Mondros Mütarekenamesi hilâfına Kilikya'yı Fransızlar, Cenubî Anadolu'yu da (Antep, Maraş, Urfa) evvelâ İngilizler ve bilâhere Fransızlar işgal etmiş ve bu haksız işgale karşı ayaklanan Cenubî Anadolu halkının şiddetli mukavemet ve mukabelesi üzerine Fransızlar, Kilikya ve Cenubî Anadolu'yu tahliyeye mecbur olmuşlardı. Bu mukavemetin merkezî sıkletini Gaziantep Müdafaası teşkil eder. Biz burada bu müdafaanın hulâseten tarihçesini yazacağız.

Antep Müdafaası'na geçmezden evvel, Suriye ve Kilikya ile birlikte Cenubî Anadolu'yu Fransızlara veren muahedelerden, Maraş ve Urfa'yı kolayca tahliye eden Fransızların, Antep'te gördükleri çok şiddetli mukavemete rağmen burasını terk etmemekteki sevkilceyşî sebeplerden ve nihayet Antep Müdafaası'nın, Cenubî Anadolu ve Kilikya'nın tahliyesindeki oynadığı rollerden kısaca bahsetmeği faydalı buluyoruz.

Suriye, Kilikya ve Cenubî Anadoluyu Fransızlara bırakan muahede, 1916 mayısında İngilizlerle Fransız arasında imzalanan (Sykes- Picot) itilâfidir.

Umumî Harp'te Osmanlılar, ittifak zümresine iltihak etmişlerdi.

Mısır'ı tehdit ediyorlardı. İngilizler, hem Mısır'ı tehlikeden kurtarmak hem de Arabistan'da hâkimiyetlerini temin ederek Hindistan yolunu emniyet altında bulundurmak için 1915 senesinde Şerif Hüseyin ile bir itilâfnâme imzaladılar. Bu itilâfa göre Irak ve Filistin hariç olmak üzere mütebâki Arap memleketlerinde Şerif'in bir Arap İmparatorluğu tesisine İngilizler muvafakat ediyorlardı.

Fransızlar bu itilâftan 1916'da haberdar oldular. Ve 1912 Balkan Harbi sırasında Suriye'yi Fransızlara bırakan İngiliz-Fransız itilafından bahisle İngilizlerden Şerif Hüseyin itilâfı hakkında izahat istediler. Birçok muhabereden sonra 1916 Mayısında (Sykes-Picot) itilâfı imzalandı. Buna nazaran, Irak (Bağdat ve Basra vilâyetleri) ve Filistin İngilizlere; Suriye, Kilikya, Cenubî Anadolu mıntıkası da Fransızlara bırakılıyordu. Ve yine Diyarbakır, Musul havalisi Fransız nezaretinde; Irak'tan Filistin'e kadar olan sahada İngiliz nezaretinde kalıyor ve mütebâki Arabistan kısmında da bir Arap İmparatorluğu tesisi kabul olunuyordu. 1918 mağlubiyetinden sonra Fransızların Suriye, Kilikya ve Cenubî Anadolu'yu işgallerine bu muahede sebep olmuştur.

İngilizler, Filistin ve Suriyeyi harben aldıktan sonra Fransızları Musul üzerindeki iddialarından vazgeçirmek için Suriye'yi tahliye etmemekte ısrar ettikleri gibi, Cenubî Anadolu'yu da işgal ettiler. Ve bin netice 1919 eylülünde Londra'da imza edilen bir itilâfname ile Fransızları, Musul üzerindeki nezaretlerinden İngiltere lehine feragate mecbur ettiler. Bu itilâf neticesinde İngilizler, Suriye ve Cenubî Anadolu'yu tahliye ederek Fransızlara bıraktılar.

Fransızlar, Cenubî Anadolu'nun diğer şehirlerini nisbeten az bir mukavemet karşısında terk ettikleri hâlde Antep'i neden tahliye etmediler? Bunda en mühim âmîl, o zamana göre Antep'in aldığı sekilceyşi ehemmiyettir.

1- Antep, Karasu Vadisi ile Fırat Nehri arasında yüksek bir plato üzerinde kurulmuş bir şehirdir. Demir yoluna yakın olduğu gibi şark, garp, şimal ve cenuptan gelen en mühim yollar burada birleşiyor. Suriye'ye hâkim olmak isteyen Fransızlar, bu şehirden daimî bir tehlike sezmişlerdir. Aynı zamanda, bu şehri elde bulundurdukça burasını üssü'l-hareke yaparak mevcut yollardan istifade etmek sureti ile işgallarını tevsi edebileceklerini de düşünmüşlerdir.

2- Suriye ve Kilikya'ya hâkim olan Fransızların, Antep'i her neye mal olursa olsun elde bulundurmaları bir zaruretti. Antep düşman elinde bulundukça, Suriye ile Kilikya'yı birbirine bağlayan dar kara parçası her an için kapanarak bu iki kıtanın irtibatları kesilmek tehlikesi mevcuttu.

3— Son ve manevî bir sebep olarak da Maraş ve Urfa'da olduğu gibi Fransızların Antep'i de gördükleri mukavemet karşısında tahliyeleri esasen teşkilatları hazır ve hâli galeyanda bulunan Suriye'nin de ayaklanmasını intaç edebilirdi. Ayni zamanda, her türlü müdafaa vasıtalarından mahrum açık bir şehrin aylarca galip Fransız kuvvetlerine karşı koyması ve bütün hücumların, bombardımanların faydasız kalması Fransızlar için biraz da sskerî haysiyet meselesi hâlini almış bulunuyordu.

İşte bu sebeplerledir ki Fransızlar, Antep'te çok kuvvetli mukavemete maruz kaldıkları ve ehemmiyetli zayiatta verdikleri halde birçok fedakârlıklar ihtiyarına katlanmışlar, esasen gayri kâfi olan işgal kuvvetlerinden büyük cüz'ütamlar ayırmak sureti ile Antep'i düşürmeye çalışmışlardır. Antep'te olduğu gibi, Kilikya ve Suriye'den de aynı şiddetle değilse bile hissedilir derecede mukavemet gören Fransızlar, nihayet Türk topraklarında barınamayacaklarını anlamışlar ve Suriye'yi olsun elde tutabilmek için Cenubî Anadolu ve Kilikya'yı tahliyeye mecbur olmuşlardır. Hulâsa: Gaziantep, tarihlerde eşi bulunmayan çok şanlı ve kahramanca müdafaası ile Kilikya ve Cenubî Anadolu'nun düşman işgalinden kurtulmasında belli başlı bir âmîl olmuştur..