29 Temmuz 920-8 Şubat 921

Bu sırada Antep Harbi'nin ikinci devresi başladı:

27 Temmuz’da cephe kumandanı Salâhattin Adil Bey Antep’e geldi. Umumî vaziyeti gördükten sonra taarruz için emir verdi.

Taarruz tertibatı şu idi: 29 Temmuz sabahı Fransızların talime çıktığı sırada taarruza başlanacaktı. Fikri Bey kumandasındaki 25'inci Alay birinci tabur bağların içinden Çitçi'nin garafına taarruz edecek; 25'inci Alay ikinci tabur namıyla Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey kumandasına verilmiş olan millî merkez taburu Azaz Yokuşu ve Kolej'in cenubundaki tepelerden, Yıldırım Taburu iki bölüğüyle de Beyazın Hanı ve Belediye Hastanesi'nden Kolej'i tazyik edeceklerdi. Taarruz top­çu ateşiyle ve baskın şeklinde yapıldı. Akşama kadar devam etti ve düşmana hayli zayiat verdirildiyse de matlup hedefler elde edilemedi. Harbin ikinci devresi de bu suretle başlamış oldu.

25'inci Alay baskında muvaffak olamayınca birinci tabur şehrin şimalindeki köylere çekildi; ikinci ve üçüncü Yıl­dırım Taburları şehirde kaldı. Düşman, harbin birinci günü 200 metreden Belediye Hastanesi'ni ve 400 metreden de Be­yazın Oğlu'nun Hanı'nı top ateşi altına almış, hastaneyi hemen kâmilen harap ettiği gibi handa da büyük rahneler açmıştı. Hastanedeki Yıldırım efradından birçoğu enkaz altında kalmış ve oldukça ehemmiyetli zayiat vermiştir.

Harp başlar başlamaz Ermeniler, bitaraf kalacakları hakkındaki verdikleri vaade rağmen derhal siperlerini yapmış ve mazgallarının başına geçerek neticeye intizara başlamışlardı. Türkleri artık Ermeni mahallelerine sokmuyor, Ermeni mahal­lesinden ileride bulunan hastane ve Beyaz Hanı'ndaki bölüklerin hatt-ı ric'atlerini tehdit ediyorlardı. Bu bölüklerin şehrin Türk kısmı ile irtibatları, biri Ermeni mahallesinin şimalinden Akyol’dan, diğeri cenubundan Paşa Sokağı'ndan geçiyordu. Her iki yola nazır bütün Ermeni evlerinden mazgallar açılmıştı ve her an bu mazgalların adedi artıyordu. Ermenilerin bir ihaneti hâlinde cephedeki bölüklerin, bilhassa hastanedeki bölüğün geri çekilmesi imkân haricinde bulunuyordu. Bu büyük tehlikeye rağmen, gerek hastanede ve gerekse Beyazın Hanı'ndaki bölükler mevkilerini muhafaza ederek çok yakın mesafeden Koleji ve Zerdalılık'taki düşmanın karargâhını tehdit ediyorlardı. Azaz yokuşu, Kurbanbaba ve Mardin’deki kuvvetlerimiz ise düşmanı cenuptan tazyik ediyorlardı. Bu vaziyette kuvvetli bir topçu hazırlığıyla ciddi bir taarruz, düşmanı Antep’ten atmaya kâfiydi. Fakat topsuzluk ve mevcut topların noksan cephanesi böyle bir teşebbüse imkân bırakmıyordu. Şehir dâhilinde vaziyet 11 Ağustos’a kadar bu şekilde devam etti. Düşman her gün top ateşiyle yakın mesafeden bütün siperlerimizi harap ediyor, gece aynı siperler yeniden yapılarak yine düşmanı tazyike devam olunuyordu.