Ahî babalık, Dabağlar ve Saraçlar gibi esnafın başlarındaki adamlara verilen açık bir ünvandı. Ahî Osmanlılardan önce Azarî ve Selçukî memleketlerinde esnaf kahyaları ile şeyhler hakkında kullanılan bir tabirdir. Ahîler Ankara’da bir hükümet bile teşkil etmişlerdi. (Ahî babalığın) mimar ağalığı ile birlikte verildiği de olmuştur. O zaman Ahî babalık ve mimar ağalığı ünvanı kullanılırdı.

Mamo Dede'den daha evvelleri Emin Dede ziyaretinde bir mescit ile üç ev vardı. (Şimdi ki Spor Meydanı karşısındaki Albay Mustafa Göğüş Apartmanı civarı) Bu üç evin halkı bu mescitte namaz kılarak davarlarını güder ve kimseye karışmazlardı. Hükümet bunlardan asker ve vergi dahi almazdı. Halk bu kimselere salih kimseler derdi. Bunların nereden geldiği bizce henüz incelenmektedir. Yalnız halk arasında şöyle bir cereyan vardır: Bunları ahî teşkilatından idiler. Padişah ile harp ettikleri için başlarını kurtarmak ad ve kıyafet değiştirmek sureti ile göçebe hayatına atılmışlardır. Ve bir müddet avare şurada burada gezdikten sonra ele başlarından olan bunlar Antep’e yerleştikleri tahmin edilmektedir. Bir müddet sonra halkında tahrik teşviki ile tabaklığa başlamışlardır. Hükümete vergi ve asker vermeye başlamışlardır. Bu işe başlayan ilk adam ise tahminen Memo Dede'dir.

Memo Dede'nin oğlu Hacı Halil üç esnafa baş olarak ahî şehirlerinin şıhlığını ele almıştır. 35-40 yıl Ahî babalığı yapmış, Konya, Kırşehir ve Akşehir’den her yıl birkaç kere misafirler gelir. Babanın odasında izzet ve ikrama tutulu. Çok hürmet görürlerdi. Bunların misafirlikleri sırasında esnaftan para toplanır. Bunlara ziyafet çekilir. Ve miktarda bunlara verilirdi. Toplanan bu paralar cebir veya şartlı olmayıp gönül rızası ile toplanırdı. Misafirler hâlen yıkık bulunan Tabakhane Camiin'de vaaz ve nasihat ederler ve sanatları hakkında bilgi verirlerdi. Bunlar en çok bir ay kaldıktan sonra memleketlerine dönerlerdi. Bunların adedi bir veya ikiyi geçmezdi. Esnaf bunlara Ahi Ervan derlerdi. Yani ahîlerin büyükleri demek idi.

Hacı Halil’in ölümünden sonra Hacı İbrahim ahî babalığına devam etti. Ahî Evranlarının vermiş olduğu izin babasınn vefatı ile kendisine geçti. Hacı İbrahim’de iki üç yıl esnafın ahî babalığını yaptı. Daha sonra yalnız tabak esnafının ahîliğine devam etti. Hacı İbrahim öldükten sonra ahî babalık Ökkeş Ahî'ye geçti. 3-4 yılda bu adam bu görevi devam ettirdi ise de Birinci Cihan Harbi'nden sonra şıhlıkların lağvı ile görevi son buldu. Hacı İbrahim’in elinde Mekke’de oturan Nakşibendi tarikatının şeyhi Mehmet Bican Hazretleri tarafından verilmiş bir de berat vardı. Ve yine Hacı İbrahim’in mezar taşında Hacı Abdullah Bayram tarafından yazılan şu beytlere rastlanır.

(Gelince bu makama eyle dil tâzim)

(Tarik-i Nakşibendide olup işrad ile mezûn)

Bu taş hâlâ bugün Sinner Değirmeni içinde bulunmaktadır.

Ahî ailesinin şeçeresi yapılmakta, bittiğinde onu da bu sütunlarda sunacağız.