Gaziantep sukûtunun on birinci yıldönümüne rastlayan 8 Şubat 932 tarihinde Gaziantep Gazetesi'nin 138 sayılı nüshasında Ali Nadi Bey tarafından şu makale yazılmıştır:
Ne tuhaf tesadüftür ki, bugün Antepliler bir taraftan Şeker Bayramı'nın verdiği neşatla neşelenirken bir taraftan da Antep’in sukûtuna müsadıf olan aynı günde, kalplerin de acı bir hatıranın matemini taşıyorlar.
Zaten hayat bir mecmua-i ezdat değil de nedir? Her sevinci bir keder, her elemi bir meserret takip etmiyor mu?
Bakınız, şair Aynî ne güzel ifade ediyor:
“ Tev’em olmuş sururuna kahpe cihanın matemi’’
Bundan tam on bir sene evvel, 8 Şubat 337 Çarşamba günü Gaziantep müdafileri; on bir ay galip ve her türlü imha ve tahrip vasıtalarıyla mücehhez koca bir Fransız ordusuna karşı her türlü müdafaa vasıtalarından mahrum, açık bir şehri Türk azmi imanıyla dolu sinelerini siper yaparak müdafaa ettikten sonra son kurşunlarım atmış, acı zerdali çekirdeği ekmeğini yemiş ve artık müdafaa için hiçbir vasıta ve hiçbir ümit leması kalmadığını anlamışlardı. Her türlü imkânsızlıkları yenen, sefalet ve mezahimin her türlüsüne katlanan bu bir avuç kahraman; açlık ve cephanesizliğin doğuracağı bir katliama mâni olmak için Fransızlar tarafından teklif edilen nispeten ehven şerait dahilinde, şehri tabiîsi yolunda altı bin küsür kurban verdiği aziz yurdu düşmanlara teslim etmek mecburiyeti ile karşılaşmıştı.
İşte, bundan sonradır ki bu şehir, bu yaralı kahraman; kurtuluş gününe kadar on ay düşmanın kirli çizmesi altında, düşman zulmü, itisafi altında inlemiş, inlemişti...
Biz Antepliler, içinde yaşadığımız ve hala tahatturu bile tüylerimizi ürperten o meşum günü hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız ve bu acı hatırayı nesilden nesle ahlâfa yadigâr bırakacağız.
Şehrimizin sukûtunu, o acı ve kara günü hatırlarken; o gün bile Anteplilerin yüksek vatan sevgisine misal olan, emsalsiz bir vakayı yâd etmeden geçemeyeceğim:
Düşmanın teklif ettiği şerait kabul edilerek, şehrin teslimine karar verildikten sonra teslim işareti olmak ve devam eden imhakâr top ateşini durdurmak için bir beyaz bayrak çekilmesi icap etmişti. Hiçbir Antepli teslim bayrağı için evinden bir parça beyaz bez vermek istememiş ve vermemişti.
Güçlükle tedarik edilen bir kefen parçası, bu son ve elim hizmeti görmüştü!
Bugün Antepliler mesut ve mütesellidirler; çünkü akan bu kadar kan, gösterilen bu kadar fedakârlık heder olmamış; Gaziantep’in kurtuluşu, bu esatirî kahramanlığın tabiî bir neticesi olarak tecelli etmiştir.